Türk Tarih Kurumu (TTK) Nedir? (Kuruluşu, Amacı)

Türk tarihinin incelenmesi ve Türklerle alakalı yanlış bilgilerin düzenlenmesi emeliyle kurulan Türk Tarih Kurumu, arkeolojik kazılara da destek vermektedir.

Türk Tarih Kurumu TTK Nedir? Kuruluşu, Amacı

Türk Tarih Müesseseyi, Atatürk’nam yönergeleriyle kurulan müesseselerin başında kazanç. Avrupa devletlerinin ders kitaplarında yer alan Türklerin ikinci sınıf secondaire bir ulus oldukları iddiaları ve “kaba” tabiri kullanılarak “istilacı bir kavim” biçiminde gösterilmesine rağmen kurulmuştur. Bu iddiaların reeli yansıtmadığının delil edilmesi, Türk halkının dünya tarihinde en daha önceki çağlardan beri reel yerinin ne olduğunun ve uygarlığa ne gibi hizmetlerinin bulunduğunun incelenmesi emeli çerçevesinde müesseseselleşmiştir. Müessesenin kuruluş tarihinden çalışmalarına kadar bir hayli bilgiyi yazımızda bulabilirsiniz.


Kuruluşu

Türk Tarih Müesseseyi, 12 Nisan 1931 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’nam liderliğinde ve yönergeleriyle heyetti. Kurulma süreci, bu tarihten 1 sene evvel başladı. 28 Nisan 1930 tarihinde tertip edilen Türk Ocakları’nın 6. Kongreyi’nın son seansında tarihçi ve sosyoloji profesörü Afet İnan, Atatürk’nam talimatı üzerine 40 imzalı bir önerge sunarak, Türk tarihini bilimsel olarak incelemek üzere bir kurul kurulmasını önerdi. İnan, önergesinde, “Türk tarih ve uygarlığını ilmî surette tedkik etmek için hususi ve daimî bir kurulun teşkiline karar verilmesini ve bu kurulun üyesini seçmek salahiyetinin Merkez kuruluya vazgeçilmesini öneri ederiz.” ifadesine yer verdi.

Aynı gün Türk Ocakları Yasayı’na bu mevzuda bir madde eklendi. İlk olarak oluşturulan 16 şahsiyet kurul, 4 Haziran 1930 tarihinde ilk kere bir araya gelerek yeni kurulacak müessesenin usulün heyetini ve azalarını tanımladı. İlk idare heyeti şu adlardan oluştu; Başkan Tevfik Bıyıklıoğlu, Başkanvekilleri Yusuf Akçura ve Samih Rıfat, Genel Sekreter Dr. Reşit Galip, Azalar: Âfet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Hâmid Zübeyir Koşay, Halil Edhem, Ragıb Hulûsi, Reşid Safvet Atabinen, Zâkir Kadîrî, Sadri Maksudi Arsal, Mesaroş Ankara Etnografya Müzesi uzmanı, Mükrimin Halil Yinanç, Vâsıf Çınar ve Yusuf Ziya Özer.

Türk Tarih Müesseseyi’nun esası, “Türk Tarih Kurulu” ismi verilen bu kurulun çalışmaları ile atılmıştır. Kurulun ilk olarak yayımladığı “Türk Tarihinin Ana Hatları” isimli bir kitapta, Orta Asya’da bir Türk medeniliği tezi işleniyordu. Ayrıca, bu medenilikte başlayan göçlerle Türklerin Çin, Hindistan, Mezopotamya, Mısır, İran ve Anadolu’ya dağılarak gittikleri bölgelerin milletlerini medenileştirdiklerini vurguluyordu. Kitabın tezlerine ve ana fikrine uygun mektep kitapları hazırlanması amaçlandı.

Türk Ocakları, 29 Mart 1931 tarihinde kapandı. Türk Tarih Kurulu, 12 Nisan 1931 tarihinde “Türk Tarihi Tedkik Toplumu” ismiyle tekerrür çalışmalarına başladı. Müessesenin adı, 1935 senesinde “Türk Tarihi Araştırma Müesseseyi”, daha sonra da “Türk Tarih Müesseseyi” olarak değiştirildi. Müessese, çalışmalarına Ankara’daki Türk Ocağı Millet Evleri binasında başladı.

Türk Tarih Kurumu ile alakalı öteki bazı ehemmiyetli tarihleri şöyle sıralayabiliriz;

Türk Tarih Müesseseyi ismi altında yapılan ilk çalışmalar çerçevesinde 4 ciltlik lise tarih kitabı, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın “Anadolu Beylikleri” kitabı, bazı kazı raporları, Piri Reis’in “Kitab-ı Bahariye” kitabı ve haritası basıldı.
1937 senesinden itibaren “Belleten” isimli mecmua yayınlanmaya başlandı.
2-11 Temmuz 1932 tarihleri arasında “Türk Tarih Kurultayı” isimli ilk büyük kurultay tertip edildi. Bu kurultay, kumpaslı olarak devam etti.
20-25 Eylül 1937 tarihinde beynelmilel seviyede İkinci Türk Tarih Kurultayı tertip edildi.
1937 senesinde, Türk Tarih Kurumu’nın imkânları ve çalışmaları ile Alacahöyük Kazısı başlatıldı. Türk Tarih Kurumu bünyesindeki ilk kazı çalışması bu kazıdır.
Atatürk, 5 Eylül 1938 tarihli vasiyetnamesinde İş Bankası paylarının kazancının yarısını Türk Tarih Kurumu’ya bağışladı.
21 Eylül 1940 tarihinde Bakanlar Heyeti kararnamesi ile müessese, kamu faydasına çalışan dernekler statüsüne alındı.
1940 senesinde Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi binasına taşındı.
12 Kasım 1967 tarihinde günümüzdeki binasına taşındı.
7 Kasım 1982 tarihinde, tüzel şahsiyet olarak Başbakanlığa bağlı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Müesseseyi bünyesinde dahil edildi.

Emeli

Türk Tarih Kurumu, Türk tarihiyle alakalı araştırmalar yapmak üzere kurulmuştur. “İlk kaynaklardan araştırmalar yapmak” emeliyle kurulan Türk Tarih Kurumu’nın misyonu; Türk ve Türkiye tarihini modern sosyal bilim kavrayışıyla incelemek ve yaymak; bu alandaki araştırmaları desteklemek ve cemiyetteki tarih şuurunu geliştirmektir. “Türk ve Türkiye tarihi araştırmalarını dünya tarih yazıcılığıyla bütünleştirmek; Türk tarihçiliğini evrensel ölçekte had safhaya eriştirmek” vizyonunu taşımaktadır.

Türk Tarih Kurumu, emelleri ve niyetleri çerçevesinde Türk ve Türkiye tarihini araştırmak ve neticeleri yaymak için konferanslar, seminerler, kurultaylar, anma merasimleri, sergiler tertip ediyor. Ayrıca kazılar yaptırarak, kitaplar yayınlamaktadır. Beynelmilel tarih kurultaylarına da ev sahipliği yapmaktadır.

Yayınları ve Kazıları

Türk Tarih Müesseseyi’nun ilk süreli yayını olan “Belleten”, 1937 senesinden bu yana dört ayda bir yayınlanmaktadır. Türk arşivindeki dokümanları açıklamalı olarak yayınlayan “Evraklar” mecmuası ise, 1964 senesinden bu yana senede bir kere yayınlanmaktadır. 1988 senesinde yayın yaşamına başlayan “Höyük” mecmuası, bir vakit yayınlanamamıştır. Arkeolojik çalışmalarla alakalı bilgiler kapsayan Höyük mecmuası, senede bir kere yayınlanmaktadır. Türk Tarih Kurumu, ayrıca 1991 senesinde bu yana muhtelif raporlar yayınlamaktadır.

Türk Tarih Kurumu, 22 Ağustos 1935 tarihinde kendi imkânları ve takımı ile Alacahöyük’te ilk kazı çalışmasını başlattı. Daha sonra Türk Tarih Kurumu liderliğinde, Trakya ve Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde çok rakamda kazı çalışması ve arkeolojik araştırma hakikatleştirildi. Bu çalışmalarda bulunan tarihi yapıtlar muhtelif müzelerde sergilenmektedir.

TKK günümüzde hali hazırda çok rakamda kazıya ve yüzey araştırmasına destek vermektedir. Bu kazılar şunlardır; Mersin Silifke Kalesi Kazısı, Teos Antik Kentinde Sokak-Cadde Sistemi ve Kentsel Gelişimi, Acemhöyük Kazısı, Eskiyapar Kazısı, Kültepe Kazısı, Kurutlu Kazısı, Ortaköy-Şapinuva Kazısı, Assos Kazısı, Amorium Antik Kenti Kazı Çalışmaları: Roma-Bizans-Selçuklu ve Osmanlı İzleri, Alacahöyük Kazısı, Çankırı Çorak Yerler Kazısı, Edirne Yeni Saray Saray-ı Cedîd-i Âmire Kazısı.

Atatürk’nam Türk Tarih Kurumu İle Alakalı Sözleri

1 Kasım 1934: “Kültür işlerimiz üzerine, milletçe gönüllerimizi titrediğini öğrenirsiniz, bu işlerin başında da Türk tarihini, doğru esasları üstünde kurmak, öz Türk diline, kıymeti olan genişliği vermek için candan çalışmakta olduğumuzu söylemeliyim. Bu çalışmaların göz kamaştırıcı faydalara ulaşacağına şimdiden inanabiliriz.”
1 Kasım 1935: “Kültür kınavımızı faaliyet, yeni ve çağdaş temellere göre teşkilâtlandırmaya durmadan devam ediyoruz. Türk Tarih ve Dil çalışmaları büyük inanla beklenilen ışıklı bereketlerini şimdiden göstermektedir.”
Atatürk, 1 Kasım 1936’da Türkiye Büyük Ulus Meclisi’nin V. yarıyıl 2. kanunuma senesinin açılış konuşmasında Türk Dil Müesseseyi ve Türk Tarih Müesseseyi’nun geleceği ile alakalı dileklerini şu sözlerle dile getirmişti: “…Tarih Müessesesinin Alacahöyük’te yaptığı kazılar neticesinde, ortaya çıkardığı beş bin beş surat senelik maddî Türk tarih dokümanları, dünya kültür tarihinin yeni baştan araştırılmasını ve derinleştirilmesini gerektirecektir.”
1 Kasım 1937: “Türk Tarih ve Dil Müesseselerinin, Türk Millî varlığını aydınlatan çok kıymetli ve ehemmiyetli birer ilim Müesseseyi mahiyetini aldığını görmek hepimizi sevindirici bir hâdisedir. Tarih Müesseseyi; yaptığı kurultay, kurduğu sergi, yurt içindeki kazılar, ortaya çıkardığı yapıtlar, şimdiden tam ilim dünyasına kültürel misyonunu ifaya başlamış bulunuyor.”
1 Kasım 1938: “Türk Tarih ve Dil Müesseselerinin çalışmaları, takdire lâyık kıymet ve mahiyet araz etmektedir. Tarih tezimizi yalanlanmaz kanıt ve vesikalarla ilim dünyasına tanıtan Tarih Müesseseyi, memleketin muhtelif yerlerinde yine kazılar yaptırmış ve uluslararası buluşmalara muvaffakiyetle iştirak ederek, yaptığı şartnamelerle yabancı uzmanların alâka ve takdirlerini kazanmıştır.”

Türk Tarih Müesseseyi’nun Başkanları

Atatürk Kurucu ve gözetici genel başkan: 14 Nisan 1931 – 10 Kasım 1938
Tevfik Bıyıklıoğlu: 14 Nisan 1931 – 8 Nisan 1932
Prof. Dr. Yusuf Akçura: 8 Nisan 1932 – 11 Mart 1935
Hasan Cemil Çambel: 23 Mart 1935 – 17 Aralık 1941
Ord. Prof. Dr. Şemsettin Günaltay: 17 Aralık 1941 -19 Ekim 1961
Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu: 28 Nisan 1962 – 21 Nisan 1973
Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karal: 21 Nisan 1973 – 18 Ocak 1982
Ord. Prof. Dr. Sedat Alp: 16 Nisan 1982 – 17 Ekim 1983
Prof. Dr. Yaşar Yücel: 17 Ekim 1983 – 16 Mart 1992
Prof. Dr. Neşet Çağatay vekil: 16 Mart 1992 – 21 Ocak 1993
Prof. Dr. İbrahim Agâh Çubukçu vekil: 21 Ocak 1993 – 23 Eylül 1993
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu: 27 Eylül 1993 – 23 Temmuz 2008
Prof. Dr. Ali Birinci: 1 Ağustos 2008 – 13 Eylül 2011
Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız vekil: 14 Eylül 2011 – 25 Haziran 2012
Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü: 26 Haziran 2012 – 23 Haziran 2014
Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan vekil: 24 Haziran 2014 – 5 Mart 2015
Prof. Dr. Refik Turan 6 Mart 2015 – Görevde 2017

Türk Tarih Kurumu binası, Türk mimarlık tarihinin en ehemmiyetli çağdaş tasarımlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Türk Tarih Kurumu İle Alakalı Bazı Bilgiler

Türk Tarih Kurumu’nın kurulmasının liderlerinden hoca, tarihçi ve sosyoloji profesörü Ayşe Afet İnan Uzmay, aynı zamanda Atatürk’nam manevi kızıdır. Cumhuriyetin ilk tarih profesörlerindendir. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde ilk Türk Devrim Tarihi Kürsüsü’nü kurmuştur.
Atatürk, müesseseyle bizzat ilgilenerek buluşmalarına katılıyordu. Daha sonraki cumhurbaşkanları da müessesenin gözetici başkanları oldu.
Türk Tarih Kurumu’nin mevcut binası Turgut Cansever ve Ertur Yener tarafından planlanmıştır. Binanın tasarımı, 1980 senesinde Ağa Han Mimarlık Mükâfatı’nü kazandı. Türk Tarih Kurumu binası, Türk mimarlık tarihinin en ehemmiyetli çağdaş tasarımlarından biri olarak kabul edilmektedir. 
Türk Tarih Müesseseyi, Beynelmilel Yüksekokullar Birliği’nin International Union of Academies – IUA Türkiye’deki tek üyesidir.
Türk Tarih Müesseseyi Kütüphanesi, tarih ve arkeoloji ile alakalı Türkiye’nin en büyük kütüphanesidir. Kütüphanede takribî 260 bin cilt kitap ve çok zengin içerikli tarihi evraklar bulunmaktadır.
Türk Tarih Kurumu bünyesinde; Bilimsel Çalışmalar Müdürlüğü, Kütüphane ve Arşiv Müdürlüğü, İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Müdürlüğü bulunmaktadır. Bu üniteler; Başkan Yardımcısı, İç Teftiş Üniteyi ve Bilim Heyeti’na bağlıdır.
Merkezi Ankara’da bulunan Türk Tarih Kurumu’nın 2017 seneyi bütçesi 10 milyon 716 bin liradır.

Yorum yapın