Türk Destanları Nelerdir?

Dilimize Farsça’dan geçen bir kelime olan destan, halkların inançlarının, galibiyetlerini, erdemlerinin, ulusal kahramanlıklarının anlatıldığı manzum şeklindeki hikâyelerdir. Her ulusun olduğu gibi Türkler’in de uzun seneler varlığını gözetebilmiş, jenerasyonlar süresince anlatılagelmiş destanları vardır. Bu Türk destanlarının kimileri hakikat hadiseleri anlatırken kimileri ise kurgu vakalardan yola çıkılarak yazılmıştır.

Destanlar bir ulusun, henüz tarih yazımının başlamadığı yarıyıllarını geleceğe aktarması bakımından oldukça ehemmiyetlidir. Türk destanları da gerek ulus tarafından, gerekse tarih tahlilcileri tarafından derlenerek günümüze kadar getirilmiştir. Türk destanlarına Çin, Arap, Bizans, İran kaynaklarında dahi rastlanılmaktadır.

Türk destanları, İslamiyet evvelindekiler ve İslamiyet’in dağılışı sonrasındakiler olmak üzere iki grupta incelenebilir.

İslamiyet evvelindeki Türk destanları

Uygur Destanları

Göç Destanı: Uygur Türkleri’nin milli birliğini gözeten tılsımının bozulması üzerine, yurtlarından parçalayıp güney batıya yaptıkları göçü mevzu alır.

Türeyiş Destanı: Bozkurt destanıyla eşlikler gösteren bu destan da, Göktürkler’in bozkurt soyundan türemelerini mevzu alır.

Şu Destanı: Millattan evvel 6. Asırda yaşamış bir Türk hükümdarı olan Şu’yu mevzu alan destan, Büyük İskender’in Türkler ile olan çabalarını anlatır.Kaşgarlı Mahmud tarafından yazıya geçirilmiştir.

Oğuz Kağan Destanı: Öğrenilen yazılı tek nüshası Paris Milli Kitaplığında olan destan, Uygur harfleri ile yazılmıştır. Destansı bir kahraman olan Oğuz Kağan’ın yaşamını anlatmaktadır. Kurgusal olduğu düşünülen bu destandaki kahraman, asılda bir Türk-Hun hükümdarı olan Mete ile eşlikler göstermektedir.

Bozkurt Destanı: Göktürkler’in ağır bir mağlubiyetten sonra kırılmalarının ve mağlubiyetten sağ kurtulan tek bir gençle bir dişi kurttan yine türediklerinin anlatıldığı destandır.

Ergenekon Destanı: destan, Türkler’in senelerce artarak yaşadığı, kutsal bir yer olan Ergenekon’u mevzu almaktadır.Ergenekon Destanı, öbür destanlardan değişik olarak ortaklaşa bir bir kahraman aksına oturtulmuştur, Kayıhanlı kabile Kayan’ı ve Dokuz Oğuzlar’a üye Tukuz’ları anlatmaktadır. 

Yaratılış Destanı: Türklerin Altay-Yakut kolundan çıkan bir destandır.Türk destanlarının en daha öncekisidir. Safhanın yaratılışı, iyiliğin ve makûsluğun kaynaklarını, kâinattaki kumpası mevzu edinir. Türkler tarafından kabul edilmiş dinlere, özellikle şamanizme tesadüfülür. 

Alp Er Tunga Destanı: Millattan evvelki Türk-İran savaşlarını anlatan destan, ünlü bir Saka hükümdarı olan Alp Er Tunga’yı mevzu alır. Hükümdarın İran Hükümdarı Keyhüsrev’e yenilmesi anlatılır.

Edige Destanı: Destanda, 15. Asırda Hazar Denizi kıyısında bulunan Altınordu Hanlığı’nın Timurlular tarafından devrilişi anlatılmaktadır.

İslamiyet’in dağılışı ve sonrasındaki Türk destanları

Saltuk Buğra Destanı: Karahanlı hükümdar Saltuk Buğra Han’ın, Müslümanlığın ilk dağılmaya başladığı yarıyıllarda muhtelif şehirlerdeki insanları Müslümanlığa çağırışını mevzu alır.

Manas Destanı: Türk destanları arasında en uzunu olan Manas, Mani dinine üye Karahitaylar ile Müslüman olan Karahanlılar arasında yaşanan çabaların anlatıldığı destandır. Destanda en ehemmiyetli mevzu kahramanlıktır.

Battal Gazi Destanı: 8. Asırda yaşamış olan bir lider olan Battal Gazi ve Bizans İmparatoru Leon arasındaki çabaların anlatıldığı destandır.

Danişmendname Destanı: 11. Asırda yaşamış Türk Devlet adamı Melik Danışmend Gazi’nin yaşamını, çabalarını, fetihlerini anlatan destandır. Destanda anlatılanlar hakikat tarih ile geçimlidir. 

Dede Korkut Destanı: Oğuz Türkleri’ne dair öğrenilen en daha önceki destandır. Keramet sahibi olduğuna inanılan, gelecekten haberler verdiği söylenen Dede Korkut’un anlattığı öykülerden oluşan destan, 100 temel eser arasında da yer almaktadır.

Genç Osman Destanı: 17. Asırda Kayıkçı Kul Mustafa tarafından yazılan destan, yeniçeri olan Osman’ın kahramanlıklarını anlatmaktadır.

Köroğlu Destanı: Kurgusal bir şahsiyet olan ve Türk dünyasının ortak motiflerinden biri olan Köroğlu’nun, bolu Beyi ile olan çabalarını mevzu alır.

Kuva-yi Ulusala Destanı: Nazim Hikmet’in Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı, 1939’da yazmaya başladığı, 1941’de bitirdiği destandır. Bir çok defa tiyatro eseri olarak da sahnelenmiştir.

Çanakkale Destanı: Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çanakkale Galibiyeti’ni kaleme aldığı, başarının 50. Sene dönümde ilk defa basılan şiirler biçimindeki destandır.

Yorum yapın