Keldaniler Kimdir?

İhtişamlı Babil İmparatorluğunun kurucusu olan kavim; Süryaniler ile aynı kökten geldiği bilinmektedir..

Keldaniler Kimdir?

Bu yazımızda Asurluların ve Süryanilerin atalarından, Keldaniler’den bahsedeceğiz.. Bugün, dinler tarihinde kiliseleri ile isimlerini dinlediğimiz Keldaniler, aynı zamanda Yuhanna İncili’nin Keldani dilinde olan bir kopyasına sahip olmakta, dolayısıyla en eski İncillerden birisini ellerinde bulundurmaktadırlar. Bu bakımdan dinler arası sempozyumların ya da konferansların en önemli mevzuları Keldaniler’e böler Haklarında yazılıp çizilen çok şey vardır; biz bu yazılarda bozulmamak ismine yalnızca üç kaynak seçtik. Bu kaynakların tarafsız olması açısından, birisi Hristiyan bir kaynak Sempozyum içinden seçileler, birisi sarih bilgi kaynağı kabul edilen İslam Ansiklopedisi, birisi de dinler tarihi mevzusunda uzman olan Kadir Albayrak öğretmenin Keldaniler hakkındaki bir makalesi.. Lafı uzatmadan, klasik yazı başlıkları ile Keldaniler’i anlatmaya başlayalım..

Keldani Kelimeyi Ne Demektir?

Bir kelimenin etimolojisi, eski yarıyıl araştırmaları için oldukça önemlidir. Zira kelimenin nerelerden nasıl anlamlar kazandığı, o kelimenin sahibi millet ya da kişinin ayak bastığı yerleri gösterir. Bahsettiğimiz kavim, Babil İmparatorluğu ya da Babilonya İmparatorluğunun kurucularındandır ve MÖ 2.000 senelerinde yaşamışlardır. O zamandan bu yana elimize kazılardan pek çok şey gelmişse de pek çok diğer belge, başka devletlerin kayıtlarındandır. Bu bakımdan, etimolojisi “Kim?” sualine pek çok zaman en doğru yanıtı verir.

Keldaniler ile ilgili en eski kaynağa Asurlular sayesinde erişiyoruz. MÖ IX. yy dönemlerinden kalan Asur tabletlerinde Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan ve dünden bugüne Pers Körfezi olarak tanınan araziye KALDU denildiği ve orada yaşayan millete de KALDAİ denildiği yazmaktadır. Aynı ulus olduğu tahmin edilen ve eski Yunan kaynaklarında CHALDAİOİ olarak geçen ve aynı bölgede yaşayan bir ulus daha var. Analistlerin ortak düşüncesi bu iki ulusun aynı ulus olduğu.

KALDAİ isminin Keldai ismine dönmesi, etimolojik bir vaziyet değildir. Kavim, Hristiyan olmuş ve Hristiyanlık da üç ayrı inanç ile üçe parçalamışlardır:

Monofizit: Süryani . Kuzey Mezopotamya, Güneydoğu Anadolu ve Suriye civarında yaşadılar, yaşıyorlar.

Diofizit : Nesturî ya da Asurî. Urmiye ve Hakkar bölgesinde yaşadılar, yaşıyorlar.

Katolik olup Roma’ya bağlananlar : Keldani. Asurî, Nineva ve civarında yaşadılar, yaşıyorlar.

Monofizit de dozofizit de , bir Hristiyanlık inanışıdır. Monofizit inancına sahip olanlar Hz. İsa’nın hem Yaradan hem de insan olarak doğduğunu, Hz. Meryem’in de bu surattan Yaradandoğuran olduğunu ve Hz. İsa’nın çarmıha gerilirken bu acıyı hem Yaradan olan hem de insan olan İsa’nın çektiğine inanırlar. Bu ilk Hristiyan inanışıdır. Diofizit inancı bütün tersidir. NESTORİUS isimli bir rahip tarafından ortaya atılan bir görüştür; daha sonra taraftar toplamıştır. Buna göre Hz. İsa, 30 yaşında ona kelam gelene kadar Yaradanlık niteliği taşımamıştır; dolayısıyla Hz. Meryem bir insan doğurmuştur; yani o bir Yaradandoğuran değildir. Hz. İsa çarmıha gerilirken Yaradan olan niteliği insan olan niteliğinin acı çekmesini engellemiştir. Nestorius, Roma Katolik Kilisesine bağlıydı bu inançlarını dile getirirken; kilise onu yalnızca rahiplik görevinden aldı ve aforoz etti ama o İzmir Efes’te şimdiki antik kentte düşüncelerini yaymaya başladı; vefatından sonra da inanışları bir tarikat ile sistemleştirildi; bu bakımdan onun düşüncelerine inananlara Nesturi dendi. KELDANİLER ise, direk Roma kilisesine bağlılıklarını bildirenlerdir. Roma’ya bağlanmayı red edenlere de Nestorius’u takip ediyor diye Nesturî ya da Asurî denmiştir.

Kaynaklarda Keldaniler için şu adlandırmalar mevcuttur:

– Akadça : KALDU, KALDÛ, KALDAYA

– Babil dilinde: KASDU

– Eski Ahid’de: KASDİM

– Rabbinlik : KALDİYYİM, KALDA’Eİ

– Aramice : KASDAİ, KASDAYA

– Arapça : KELDANİYYUN KELDANÎYYÛN

– Türkçe : KALDELİLER, KELDANİLER KELDÂNÎLER

Kelimenin orijini olarak dinî bir etimoloji yapılır. Kelimenin orijini Hz. İbrahim’in oğullarından Kased’e bağlanır. Bu görüşle iki temel görüş olur: birisi Keldani isminin bir yer ismi olması diğeri de dinî bir ilgi olması. Analistler bu iki görüş altında bütün olarak uyuşmuş değillerdir.

Keldaniler Üzerine Genel Bilgi

Keldaniler, “Babil Nedir” isimli makalemizde de belirttiğimiz gibi Babil İmparatorluğunda hükmeden temel boylardan birisi idi. Yalnız yalnızca bununla hudutlu kalmayıp Asur İmparatorluğu ile de iletişimli olduğunu söyleyebiliriz.

Keldaniler, Asur İmparatorluğu içindeki en önemli etnik gruptu. Asur İmparatorluğunun devrilmesi ile Keldaniler’in ilk dönemleri de biter. Asur seneliklerinden edinilen bilgilere göre Asur İmparatorluğu içindeki kabilelerden birisi Keldaniler olup onlara Pers Körfezi kıyısı yaşam yeri olarak tahsil edilmiştir.

Asur kralı Assurbanipal can verdikten sonra Keldaniler, Keldani Keldanî Hanedanlığını kurmuşlardır. 626 senesinde eski Asur topraklarında kurulan bu medeniliğe YENİ BABİLONYA da denir. Keldaniler 605 – 562 seneleri arasında Nebukadnezzar hükümdarlığında en güçlü dönemlerini yaşamışlardır. Firavun’u Neco yenen hükümdar olan bilinen Nebukadnezzar, bunu hükümdarlığının ilk senesinde yapmıştır. Ayrıca bütün iki kere Kudüs’ü abluka etmiş 597 ila 586 ama galibiyetli olamamıştır. Ahamenîler, 539 senesinde Babil’de Keldanî hükümdarlığına son vermiş; Babil daha sonra sırasıyla BÜYÜK İSKENDER 332-323, SELEVKİ 312 – 171, PART 171 – MS 226 ve nihayetinde SASANİ MS 226 – 641 hanedanlığına girmiştir. En nihayetinde Babil bölgesine hükmedenler Müslümanlar olmuştur. Daha detaylı bilgiyi “Babil Nedir” isimli makalemizden öğrenebilirsiniz.

Keldanilerin Konuştuğu Dil Nedir?

Keldaniler Aramice sınan eski bir dili konuşurdu. Babil şehri çevresinde hükümdarlık kurduklarında da bu dil daha da gelişti. Babil İmparatorluğunun Keldaniler’den önceki dili olan Akadçanın yerini alacak kadar gelişmiştir. Aramice aynı zamanda Hz. İsa’nın da dili idi.

Keldaniler ve Gökbilim

Keldaniler’e mistik bir anlam yüklenmesinin nedeni eskilere sabreder. Bugün dahi Türkiye’de yaşayan Süryaniler’e sihirci lakabının takılması reelinde Keldaniler’in gökbilimlerinde çok ileri gitmeleri ve onların gelecekle ilgili kahinliklerde bulunmasından ileri gelir.

Mezopotamya bölgesinin alt tarafındaki Yunan ve Latin kökenli insanlar, kahinlere, yazıcılara ve sihircilere Keldani derlerdi. Keldaniler, MÖ 2. asırda ortaya çıkmalarından bu yana astroloji ve gökbilimleri ile çokça ilgilendiler. Hatta bu iş için gözlem ev şeklinde semana değercesine uzun kuleler inşa ettiler. Astrolojik gözlemlerin sonucunda da gerek hava gerek de gelecekte gelebilecek facialar hakkında öngörü de bulunuyorlardı. Bu bakımdan da kahin olarak tanınıyorlardı. Doğu kaynaklı kitaplar, Kelaniler ve kahinlik mevzusuna ayrıca yer verirlerdi. Doğu dünyasında Keldaniler, sihircilik ve kahinlik ile eş yakalanıyordu. Sümer – Akad ilmin devralıp çok değişik bir yere taşıyan Keldaniler, Doğu dünyasında da Batı dünyasında da sihirci olarak görülürler hala.

Keldaniler’in Dini İnançları

Keldaniler, Hristiyanlığı kabul eden ilk kavimlerdendir. Milattan sonraki ilk asırlarda Hristiyan olmuşlardır ama ilk başta da anlattığımız gibi Hristiyan inanışları arasında bölünmüşlerdir. Yine de büyük resimde onlar Hristiyan dinine üyelerdir.

Süryani anlatımlarına göre Hz. İsa’nın yetmiş havarisinden MAR MARİ ve MAR AGAİ Mezopotamya bölgesine gelerek Hristiyanlığın ilk adımlarını atmışlar. Hristiyanlık, I. yy ortalarında evvel Batı Süryanileri’nde; bir asır sonra da Urfa merkez olmak üzere bu bölgede yaşayan Keldaniler arasında dağılmış. O zamanlar Sasaniler’in hükümdarlığı vardı ve Sasaniler de Hristiyan değildi. Buna karşın Sasaniler’in başşehiri olan SELECUİA CTESİPHON şuan İran hudutları içerisinde bulunur bölgesinde bir piskoposluk kurulur ve Urfa dahil olmak üzere bu bölgedeki Hristiyan popülasyonu burada bir araya gelir.

Sasaniler her ne kadar bir piskoposluk kurulmasına izin verseler de kendi dinleri olan Zerdüştlüğü buradaki ulusa baskı yoluyla kabul ettirmek istediler. Ayrıca Bizans da bu bölgedeki Hristiyan popülasyonunun kendi piskoposluğuna bağlamak istiyordu. Tüm bu baskılardan yılan Keldaniler, I. İzmir Konsili’ni toplayıp başşehir Selecuia’da buluna piskoposluğu patriklik yaptılar. Bu vaziyette artık Bizans baskılarına boyun eğmeyip azınlık olmaktan çıkmış oldular. Pers kilisesi olarak da bilinen bu yaradılış, 424 senesinde bağımsızlığını ilan ettiler ve DOĞU KİLİSESİ diye adlandırıldılar. Doğudan maksat, Bizans’ın doğusunda kalan şimdiki Güneydoğu bölgesi, İran ve Irak alanlarıdır. Kısaca, burası Hristiyanlığın geliştiği ve geliştiği yerlerdir.

Doğu kilisesinin bölünmesi kendi iç işlerinden kaynaklı bir vaziyet olmadı. Ufalanma neredeyse tüm Hristiyan dünyasında alana geldi. Nestorius’un Hz. İsa hakkındaki görüşleri, Roma ile ters düşünce Nestorius aforoz edilip kiliseden uzaklaştırıldı. Nestorius’in ilk başlıkta bahsettiğimiz fikirleri gün geçtikçe dağıldı ve Doğu Kilisesi’ne de 5. asırda erişti. Nestorius’un düşüncelerini benimseyenlere Nesturi dendi ve ilk çözülme bu şekilde başladı.

Nesturilik, İran bölgesindeki Hristiyanlar arasında dağıldı. Doğu Kilisesinin en doğusunu oluşturan İran tarafı Nesturi olmakla kalmayıp İzmir Konsili’nde alınan kararları da uygulamayarak Nesturi olmayan Antakya Patriği ile tamamen ilişkisini kesmişlerdir. Pers bölgesinde, Selecuia başşehiri Nesturi düşüncesi benimsedikten kısa vakit sonra Müslümanlar Abbasiler tarafından fethedilmiştir. 762 senesinde Nesturi Katoliskosluğu Bağdat’a taşınmış ve dinlerini hürce yaşamalarına izin verilmiştir. Abbasi Halifesi Mehdi’nin, Nesturi Katolikosu Timotheus ile din hakkında sıklıkla ve fikir alışveriş yapmak emelli görüştükleri tarihî kaynaklarda yazmaktadır.

Haçlı Seferleri, tarihin akışını pek çok güzergahtan değiştirmiştir. Haçlı Seferleri arasında yalnızca asker ya da komutanların olmadığı, sanatçı, bilim adamı ve misyonerlerin de olduğu biliniyor. İşte o misyonerlerin yoğun mücadeleleri ile 23 Kasım 1553 senesinde Keldani Kilisesi, Keldani Katolik Kilisesi ismiyle Roma’ya bağlı hale gelmiştir.

Şuan Keldani popülasyonu 1 ila 1.5 milyon civarındadır. İran, Irak, Gürcistan, Türkiye, Suriye, Mısır ve Amerika’da yaşamakta olan Keldaniler, Türkiye’de 50.000 – 100.000 kadardır. Yaşadıkları iller Mersin, Diyarbakır, Mardin ve İstanbul olarak bilinmektedir. Nesturi Keldaniler ise Diyarbakır bölgesinde yaşamaktadır ama Nesturilik mevzusu ayrı bir makalenin mevzusu olacaktır.

Yorum yapın