Ulus arasında, günlük kullanımda ‘sirke asidi’ olarak da geçen asetik asidin kimyevi olarak ismi ´etanoik asit´ biçimindedir. Asetik asidin kullanım alanının bu kadar genişlemiş olması bu asit tipinin öbür kimyevi asitlerden ya da kimyasal maddelerden ufalayarak tanınırlığının çoğalmasına neden olmuştur.
Kimyevi yöntemi CH3COOH olan asetik asit, organik bir asit çeşididir. Günlük hayatta konutlarımızdaki kullanım alanlarından misal vermek gerekirse sirkenin ekşi tadına sahip olması ve kokusunun bu kadar belirgin olması yaradılış evresinde ortaya çıkan asetik asit sebebi iledir. Aslen Karboksilik Asit çeşitlerinden olan asetik asit bu asit çeşitlerinin en ufaklarından bir tanesidir. Yeri gelmişken belirtmek gerekirse Karboksilik Asitlerin en miniği formik asittir.
Sanayide biyolojik bir asit olan asetik asidin kimyevi yollarla sentetik olarak üretilmesi de muhtemeldir. Natürel olarak yapım edilen asetik asitler ise genel olarak karbonhidratların yükseltgenmesi safhaları ile oluşur.
Daha evvel de söylediğimiz gibi günlük kullanımda sirke asidi ya da sirke ruhu olarak da geçen asetik asit organik bir bileşiktir. Bazı kaynaklarda aynı asit çeşidi için glisial asetik teriminin kullanıldığı da görülmüştür.
Saf asetik asitler belirgin bir kokuya sahip olup, genelde renksiz ya da çok sarih renktedirler. Kaynama noktaları 118 derece, donma noktaları ise -16,7 derecedir. Asetik asitlerin teni ve metalleri tahriş etme özelliği vardır. Aynı zamanda su sürükleyen bir biyolojik asit olan asetik asit su ile istenilen oranda karıştırılabilir.
Sirke ve Konutlarımızda Asetik Asit
Sirke ve Asetik Asit arasındaki ilişkiye daha yakından baktığımızda sirkenin %4 – 5 oranında asetik asit kapsadığını görürüz. Yalnız konutlarımızda turşu yapmak için kullandığımız sirkelerin %18 etrafında asetik asit kapsaması gerekir. Böylece turşu yapılmak istenen sebze ya da meyveler uzun müddet bozulmadan su içerisinde kalabilirler. Su içerisinde meyve ya da sebzelerin bozulmasına neden olacak mikroorganizmalar asetik asit tarafından tesirsiz hale getirilerek bu sebze ya da meyveler sağlam kalmayı muvaffak olur ve uzun ömürlü biçimde saklanabilirler.
Asetik asidin öbür asit çeşitlerinden değişik olarak cılız bir asit olması aynı biçimde kullanımının ve yapımının kolay olması, asetik asidin konutlarımızda çokça kullanılmasına neden olur. Konutlarımızda turşu imalinin yanı gizeme paklik emeli ile de asetik asitler bolca kullanılmaktadır. Kireç ve kir karşısında gösterdiği tesirli paklik performansı ile konutlarda pratik bir çözüm olarak kullanılmaya devam etmektedir. Misal vermek gerekirse seyreltik asetik asit başka bir deyişle ulus arasındaki ismi ile sirkenin bir kireç arınıcısı olarak pratik bir çözüm olduğunu hepimiz öğreniriz. Aynı biçimde tencere ya da mutfak duvarlarındaki kireç ve tortuların arınılmasında bu sirkeler iyi birer dayanakçıdır ve tesirli çözümler sunarlar. Ancak unutmamak gerekir ki, her ne kadar bu asitler seyreltilmiş ve cılız asitler olsalar da çok sık ya da çok fazla kullanıldığı vaziyetlerde hasar verebilirler. Aynı biçimde tene direk ve uzun müddet temas eden asetik asitler ya da sirkeler teni tahriş eder. Gözlerde ve alıngan ciltlerde teması halinde su ile iyice durulamakta fayda vardır. Aynı biçimde asetik asit ya da öğrenilen ismi ile sirkenin fazla ölçüde içilmesi gidişatında mide ve bağırsaklarda tahrişlere yol açacaktır. Bu nedenle sirkenin içilmesi, göz ya da alıngan ciltlerde kullanılması ya da teması önlenmeli ve bu mevzuda dikkatli olunmalıdır.
Sanayide Asetik Asit
Daha evvel de söylediğimiz gibi asetik asit aslen organik bir asit olmasına karşın sanayide suni olarak da üretilebilmektedir. Sahip olduğu çok geniş kullanım alanı ile sanayilerin en çok lüzum dinlediği asit çeşitlerinden bir tanesidir. Farklı cinslerde ve yapılarda kimyevi maddeler oluşturulacağında asetik asit bu bileşimlerde hammadde görevi yapar. En çok öğrenilen vanel asetat ve vanel asetatın geliştirilmesi ile elde edilen polivinil asetat başka bir deyişle tahta tutkalıdır. Bu maddelerin hammaddeleri asetik asitlerdir ve devam eden bileşmeler ile asetik anhidrit ve asetik ester yapımı gerçekleştirilebilir.
Asetik asit sahip olduğu çözücü özelliği ile plastik imalinde ve plastik şekillendirilmesinde kullanılmaktadır. Günlük hayatta hepimizin çok yakından tanıdığı pet şişelerin üretilmesinde tereftalik asit kullanılmaktadır ve bu tereftalik asitin üretilebilmesi için asetik asite lüzum vardır. Tereftalik asit elde edebilmek için yapılan bileşimlerde asetik asit bir çözücü olarak kullanılır. Asetik asidin genel kullanım alanı ile bir mukayese etme yapıldığında tereftalik asit oluşturmak için çözücü olarak kullanılan asetik asidin toplam kullanım oranının % 5 – 10 derecelik bir kısmını oluşturduğunu görürüz.
Yiyecek sanayisinde yeniden aynı biçimde asetik asidin ehemmiyetli bir kullanım alanı olduğunu görürüz. Asetik asit tampon özelliği ile yiyecek sanayisinde bir katkı maddesi olarak kullanım alanı bulmaktadır. Burada asetik asit E260 adı ile anılmaktadır.
Asetik Asitlerin Çeşitleri
Asetik asit oluşma yapısına ve içeriğine göre değişik türevlere parçalayabilir. Bunlara misal vermek gerekirse Sodyum asetat en çok öğrenilenlerinden bir tanesidir. Sodyum asetatin kullanım alanı asetik isyankarda göre azıcık daha dar olmasına karşın dokuma sanayisinde bolca kullanıldığı öğrenilmektedir. Asetik asitte olduğu gibi yiyecek sanayisinde genellikle katkı maddesi olarak da kullanılan sodyum asetat hazır gıdaların ve dondurulmuş yiyeceklerin daha uzun müddet direnmesinde rol oynar. Sodyum asetatin yiyecek sanayindeki kullanım şekli de asetik asit E260’a eş biçimde E262 biçimindedir.
Asetik asidin öbür bir türevi ise selüloz asetattır. Genel olarak kağıt imalinde ve resim filmi imalinde kullanılan bu asit turu öbür türevleri kadar tanınmış değildir. Ancak endüstriyel alanda ehemmiyeti yeniden de göz arkasını edilemez.
Asetik Asitin Tesirleri
Asetik asit, ulus arasında öğrenilen sirke yanlış kullanımı halinde kalıcı hasarlar verebilir. Ciltte kabarcıklar yaradılışı, gözde kızarmalar ve yanmalar hatta görme yetisinin kaybına kadar varan hasarlara neden olabilir. İlk etapta sezilemeyen tesirleri, birkaç saat geçmesinin ardından kendini daha bariz biçimde gösterecektir. Yoğun asetik asidin hasar verici tesirlerinden korunmak için nitril koruma eldivenlerinin giyilmesi önerilmektedir. Yoğun asetik asitlerin plastiği bile eritme özelliği olduğunda lateks eldivenler bu gidişatta bir koruma sağlamayacaktır. Aynı biçimde düşük yanma dereceleri ile de riskli olabilecek olan yoğun asetik asitlerin yalnızca 39 derecede dahi alevlenebileceğini unutmamak gerekir. Aynı biçimde civarda bulunan muhtelif gazlar ile birleşerek patlayıcı hale dahi gelebilir. Ancak burada bahsi geçen konutlarımızda kullandığımız sirkeden daha çok sanayide kullanılan yoğun asetik asitlerdir.
Yoğun asetik asitler %25 ve daha fazla yoğunluğa sahip asetik asitlerdir. Bu asitlerin sahip oldukları fazla belirgin kokular laboratuvar civarlarında kullanılmasını güçleştirir. Yoğun olmayan seyreltik asetik asitler her ne kadar yoğun asetik asitler kadar riskli olmasalar da daha evvel de bahsettiğimiz gibi insan bedeninde geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabilirler. Kan asitliğini ölümcül oranda değiştirmesi ise bu misallerden bir öbürüdür. Bu nedenle asetik asitlerin kullanım biçimlerine çok dikkat etmek ve fazla kullanımlardan, içilmesinden ya da tene temas ettirilmesinden sakınmak ehemmiyetlidir.