Yaz lastiği, kış lastiği, dört mevsim lastik derken son senelerde, karayollarındaki taşıt sayısının çoğalışına paralel bir lastik bilgisi çoğalışı yaşandı. Taşıtlar süratlendikçe ve kuvvetlendikçe lastiklerin daha iyi yol tutuş sağlaması için çalışmaların sayısı arkasıydı. Farklı oluk biçimleri ortaya çıkmaya başladı.
Tam bunlar olurken motorsporlarının doruğu Formula 1’de ise lastikler çok büyük oranda kabak lastiktir. Lastiklerde oluk olmadığı gibi, olur da lastiğin üzerinde küçük bir dağılınma, yapışan kauçuk vs. olursa lastik yine pürüzsüz hale getirilir. Peki neden?
Formula 1: Denizci olsanız hava vaziyetini bu kadar umursamayacağınız spor
Öncelikle Formula 1 yarışları için hava koşulları büyük ehemmiyet taşıyor. Son senelerde yağmurda yarışmak yerine yarışların durdurulması gibi olayların sebebi de bütün olarak bu. Vasıtaların piste daha iyi tutunabilmesi hedefleniyor.
Bunu sağlamanın yolu da özel yapılan pürüzsüz lastiklerden geçiyor. Başka Bir Deyişle çağdaş Formula 1 yönetimi, size piknik yapmaya müsait havalarda yarışmayı koşul koşuyor. İki yıl evvelki Belçika GP gibi rezillikler görüyoruz yoksa.
Formula 1: Her şeyi kendine göre değiştiren spor
Formula 1’in bir başka ehemmiyetli farkı ise yalnızca vasıtaların değil, lastiklerden yakıtlara, motor yağlarından soğutma akışkanlarına, her şey özel olarak geliştirilir. Lastik bileşenleri ve asfaltlar, azami yol tutuşu sağlamak için hazırlanır. Bu surattan da yağmur olmayan vaziyetlerde taşıtlar, daha az mesele yaşarlar.
Formula 1: O otomobillerin illa bir durduğu spor
Bir değişik nokta da Formula 1’in resmi lastik üreticisi olan Pirelli’ye getirilen kısıtlamalardır. Pirelli, kısa bir zaman için ve muhakkak bir sıcaklık aralığında en yararlı biçimde çalışacak lastikler üretir. Çünkü vasıtaların en az 1 kez pit stop yapması ve lastik değiştirmesi lüzumludur. Bu surattan da lastiklerin alt yukarıya 150-200 kilometre yönet edecek biçimde üretilmesi yeterlidir.
Görüldüğü gibi Formula 1 vasıtaları lastikleri çok kısa bir zaman kullanıp sonra da kenara atacak biçimde planlanırken, lastikler de o kısa müddette azami yararı sağlamak üzere planlanıyor. Öyle altı ay kullanılmak gibi bir tasaları yok. O surattan otomobilimizde istemediğimiz kabak lastikleri milyonlarca dolarlık otomobillere takıyoruz ama bu kabaklar özel kabaklar.
Peki bu lastikleri bu kadar özel yapan ne?
Gerçeğinde yarışseverlerin “slick” olarak bildikleri bu lastikler elbette ki arabalarımızda gördüğümüz lastiklerin eskimesiyle oluşan lastikler değil, 1960’lardan bu yana yarışlar için özel üretiliyorlar. Günümüzde Formula 1 vasıtalarında gördüğümüz 18 inçlik lastikler, Pirelli’nin Milano’daki merkezinde 150 karakter dev bir takım tarafından geliştiriliyor. Bu takım, ilk olarak lastiğin fiziği ve kimyası üzerinde çalışmaya başlıyor.
Yollarda gördüğümüz çelikle kuvvetlendirilmiş lastiklerin aksine F1 lastikleri naylon ve polyester ile üretiliyor. Bu lastikler daha büyük yüklere dayanabiliyor olsalar da, yollarda gördüğümüz lastikler gibi binlerce kmlik ömürleri olmuyor. 1997’de F1’de kullanımı sona eren slick lastikler, 2009’da geri döndüklerinden beri de çok ciddi geliştirmeler alıyor. Pirelli mühendisleri, Milano’da geliştirdikleri farklı bileşenleri, Romanya’daki kuruluşlarında yapıma yolluyor. Romanya’daki kuruluşu kullanamamaları vaziyetinde ise adresleri Türkiye oluyor. Üretilen lastikler sonrasında yeniden İtalya’da test edilmeye başlanıyor. Bu testlerde lastikler hemen her türlü yarış koşuluna ve hatta ekstrem vaziyetlere hazırlanıyor. Misalin sürat testlerinde lastikler, saatte 450 kmye erişen süratlerde sınanıyor.
Lastiklerde kullanılan yapısal bileşenlerin sayısı 18’i buluyor. Bu bileşenlerin oranları Pirelli için bir gizem ve bir kara kutu içinde, kolaylaştırılmış olarak ekiplere lastik bilgileri gidiyor. Bu bilgileri birleştirmek ve kullanmak ekiplere kalıyor. Ayrıca Pirelli de ekiplere, her yarış için kullanabilecekleri bileşenlerin bir listesini veriyor. Bizim lastik hamuru olarak bildiğimiz bu farklı yöntemler, farklı şartlarda en iyi performansı verecek biçimde özelleştiriliyor. Çünkü her lastiğin iyi netice verdiği sıcaklık derecesi, sürat ve yük değişkenlik gösteriyor. Sıcak bölgelerde daha sert, soğuk bölgelerde daha yumuşak lastik hamurları kullanılıyor. Singapur’da yumuşak lastiklerde kullanılan hamur, Fransa’da orta sertlikteki lastiklerde kullanılabiliyor.
Lastiklerin içinde de arabalardakinden daha az tazyik üretecek biçimde, nitrojen açısından zengin özel bir gaz kullanılıyor. Lastik tazyikleri 20-23 psi oluyor. Böylece lastiklerin daha meblağlı, bilgide daha az sapma yaratacak biçimde kullanımı hedefleniyor.
Bir başka ehemmiyetli mevzu da lastiklerin yapısı
Formula 1’de kullanılan lastikler, zamanla piste yapışır ve yüzeyleri yıpranır. Ayrıca bu lastikler viskoelastik maddelerdir. Başka Bir Deyişle esnek bir madde gibi eğilip bükülebilir ancak en sonunda daha önceki hallerine geri dönerler fakat bu geri dönüş yavaş olur. Bu da enerji kaybına yol açar. Bu enerji kaybını da lastiklerde ısınma olarak görüyoruz. Zati lastikleri tasarlarken takımın odaklandığı üç odak noktasından biri bu ısınma mevzusu. Değişik ikisi ise lastiğin kendi biçimine geri dönüş sürecine odaklanan histerezis ve modulus olarak adlandırılan katılık katsayısı. Elastiklik, sıcaklık ve kullanılan bileşen, lastiğin yola yapışabilmesini sağlıyor. Bu sebeple de lastikler, azami yapışmayı sağlamak üzere oluksuz olarak üretiliyor.
Kaynaklar: 1, 2, 3,