Paris Antlaşması 1856, bir barış antlaşması olarak görülse de asılda bir mütareke uyuşmasıdır. Antlaşma, Karadeniz’i tarafsız hale getirmiştir.
Paris Antlaşması, Kırım Savaşı’nı sona erdiren; Osmanlı’yı Avrupa’ya dahil eden; Rusya tehlikesini bertaraf eden ve Avrupa’da eforlar dengesini tekerrür kuran bir antlaşmadır. 1856 senesinde imzalanan antlaşma, 1870 senesine kadar mütareke sağlamıştır. Antlaşma, Osmanlı için bir dönüm noktasıdır. İmzacı devletler taahhütlerini yerine getirmese de Osmanlı için zafer niteliği taşımaktadır.
Paris Antlaşması Nedir?
Paris Antlaşması, 30 Mart 1856 tarihinde altı devlet arasında imzalanan bir barış antlaşmasıdır. Paris’te imzalanan antlaşmada Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya, Prusya İmparatorluğu, Piyemonte Kraliyeti yer aldı. İngilizce, Fransızca ve Osmanlı Türkçesinde yayımlanan antlaşma, Osmanlı’nın Rusya ile birlikte elde ettiği Kırım Savaşı zaferinin ardından imzalanmıştır.
Kırım Savaşı’nın ortaya çıkardığı vaziyet, tarafları barış masasına oturmaya zorladı. Fransa, İngiltere ve Avusturya temsilcileri arasında 21 Şubat 1856 tarihinde ön görüşme yapıldı. Taraf devletlerin temsilcileri, 25 Şubat 1856 tarihinde Paris’te barış görüşmelerine resmen başladı. Antlaşma, toplam 34 madde halinde 30 Mart 1856 tarihinde imzalanırken, görüşmeler devam etti ve 16 Nisan tarihine kadar 21 seans yapıldı. 27 Nisan 1856 tarihinde ise tasdiknâmelerin mübadelesi yapıldı.
Barış görüşmeleri, ev sahibi Fransa’nın temsilcisi Kont Walewsky başkanlığında yürütüldü. Görüşmeleri Osmanlı Devleti ismine Veziriazam Mehmed Emin Âlî Paşa ve Paris sefiri Mehmed Cemil Bey yürüttü. Ev sahibi Fransa’nın temsilcileri ise, Kont Florian Colonna Walewsky ve Baron Bourqueney oldu. İngiltere’den Lord Georg Clarendon ve Lord Cowley’in katıldığı görüşmelerde, Avusturya’yı Kont Boul ve Josef Alexander Hübner temsil etti. Rusya ismine ise, Kont Aleksej F. Orlow ve Baron Filipp I. Brunnov barış görüşmelerine katıldı. Prusya temsilcileri Manteuffel ve Hatzfeldt olurken, Piyemonte Kraliyeti Sardinye ise Kont Cavour ve Marki Villamarina tarafından temsil edildi.
Paris Antlaşması’na katılan devlet temsilcileri…
Paris Antlaşması Maddeleri
Paris Barış Antlaşması, Kırım Savaşı’na katılan müttefik devletler arasında -bütün bir işbirliği olmasa da- imzalanmıştır. Avusturya’nın ültimatomu neticeyi Rusya’nın da kabul ettiği antlaşma, Kırım Savaşı’nı resmen barışa dönüştürmüştür. Antlaşmada, başta Osmanlı olmak üzere imzacı devletler için önemli kararlar alınmıştır.
Paris Barış Antlaşması maddelerinin tamamı 34 maddedir. Bu maddelerin başlıcaları özetle şunlardır;
İmzacı devletler, savaşta işgal edilen toprakları iade edecektir. Hudutlar değişmeyecek ve mevcut statüko devam edecektir. Savaş sırasında esir alınanlar karşılıklı olarak iade edilecektir. Osmanlı, Avrupa’nın bir üyesi olacak; bağımsızlığı ve toprak tamlığı Avrupa devletleri tarafından garanti altına alınacaktır. Osmanlı, Avrupa devletler hukuku ve haklarından faydalanabilecektir. Bu mevzuda Osmanlı ile imzacı devletler arasında herhangi bir ihtilaf olursa, taraflar diğer yollara müracaat etmeden evvel ilk olarak imzacı devletlerin arabuluculuğunu kabul edecektir. 28 Şubat 1856 tarihinde Osmanlı’nın ilan ettiği Islahat Fermanı, ilgili devletler tarafından kabul edilecektir. Bu fermana göre ilgili devletler, Osmanlı’nın iç işlerine karışmayacaktır. 13 Temmuz 1841 tarihli Londra Antlaşması aynen yürürlükte kalacaktır. Buna göre Akdeniz ve Karadeniz boğazlarının kapalı kalmasına yönelik maddelerin devamlılığı kabul edilecektir. Karadeniz’deki askerler tecrit edilecek, tersaneler devrilecek, donanma bulunmayacak ve deniz tamamen tarafsız olacaktır. Antlaşmayı imzalayan devletlerin temsilcilerinden Tuna Komisyonu kurularak, Tuna’da erişim serbestisi yeniden sağlanacak ve serbestinin devamlı olması temin edilecektir. Günümüz Romanya topraklarını içeren Eflak ve Boğdan eyaletlerine muhtariyet verilerek, imzacı devletlerin ortak garantisi altına alınacaktır. Bu eyaletlerde birer meclis oluşturulacak ve hiçbir devlet iç işlerine müdahale etmeyecektir. Sırbistan’ın Osmanlı’dan aldığı haklar ve imtiyazlar, imzacı devletlerin ortak garantisi altında olacaktır. Osmanlı, Sırbistan’a izinsiz askeri müdahalede bulunmayacaktır. Müttefik ülkeler, savaş sırasında düşman tarafını yakalayan veya düşmanın hizmetinde bulunan uyruklarını affedecektir. Rusya, Kars Kalesi ile birlikte elindeki diğer yerleri Osmanlı’ya iade edecektir. Müttefikler ise, Kırım’da elde geçirdikleri bölgeleri Rusya’ya geri verecektir.
Paris Antlaşması’nın Ehemmiyeti
Paris Antlaşması, Kırım Savaşı’nı ve Rusya’nın Avrupa üzerindeki üstünlüğünü sona erdiren bir antlaşmadır. Ekim 1853 tarihinde başlayan ve ülkeler için büyük kayıplara yol açan Kırım Savaşı’nı 3 sene sonra sona erdiren antlaşma, bu bakımdan büyük ehemmiyet talep etmektedir.
Osmanlı ve Avrupa tarihi ve siyasi gelişmeleri açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Paris Antlaşması, bir barış antlaşması olduğu halde barış ile doğrudan ilgisi olmayan deniz savaşı hukuku gibi mevzular da görüşülerek karara bağlanmıştır. Bu vaziyet, beynelmilel örgütlenmenin efor kazandığını ortaya koymuştur. Bu açıdan antlaşma, ayrıca ehemmiyet kazanmıştır. Ayrıca, Avrupa devletleri arasındaki dengeleri değiştiren en önemli antlaşmalardan biridir.
Antlaşmanın diğer ehemmiyeti ise, Osmanlı Devleti’nin davet üzerine antlaşmaya katılmasıdır. Bu antlaşmaya kadar yalnızca Hıristiyan devletlere direndirilmiş ve bu devletlerle hudutlandırılmış Avrupa sistemi, Paris Antlaşması ile -şeklen de olsa-Hıristiyan topluluğun hudutları dışına taşınmış; Osmanlı da bu sisteme dahil edilmiştir .
Antlaşma ayrıca şu açılardan da önemlidir;
Osmanlı Devleti, Avrupa devleti sayılmıştır. İngiltere ve Fransa, menfaatlerine karşı girişimlere seyirci kalmamıştır. Karadeniz tarafsız hale gelmiştir; ticari gemilere açılmıştır. Osmanlı, Kırım Savaşı’nda galip geldiği halde mağlup gidişata düşürülmüştür. Osmanlı üzerinde amaçlari olan Rusya, geri adım atmak zorunda kalmıştır. Akdeniz, İngiltere ve Fransa için güvenli hale gelmiştir. Avrupalı devletleri Osmanlı’nın içişlerine karışmaya başlamış; egemenlik haklarına müdahale etmişlerdir. Balkan milletlerinin bağımsızlığına temel oluşturmuştur.
Paris Antlaşması’nın devletler açısından ehemmiyeti şöyledir;
Avrupa açısından ehemmiyeti: Dünyada Rusya tarafından bozulan beynelmilel dengenin tekerrür tesis edilmesi sağlanmıştır. Osmanlı’nın Avrupa sistemine dahil edilmesi, Avrupa devletlerinin Osmanlı üzerindeki gelecek tasarılarına temel oluşturmuştur. Ayrıca, Rusya tehdidi bertaraf edilmiş; Avrupa devletleri için Doğu’ya ticaret kapıları açılmıştır.
Osmanlı açısından ehemmiyeti: Antlaşma, Osmanlı için de Rusya tehlikesini sona erdirdi. Osmanlı, kendisine yönelik tehditlere karşı Avrupa’nın hak ve hukuk sistemlerinden yararlanma imtiyazı elde etti. Bağımsızlığı, toprak tamlığı ve bekası Avrupa devletlerinin kefilliği altına alındı.
İngiltere açısından ehemmiyeti: Kırım Savaşı ve Paris Antlaşması’ndan en kârlı çıkan devlet İngiltere’dir. İngiltere, Karadeniz’deki Rusya donanmalarının ve tersanelerinin kaldırılması ile yeni ticaret bölgelerine açılma fırsatı buldu. İngiltere’nin Osmanlı üzerindeki nüfuzu daha da çoğalırken, Anadolu’da demiryolu üretim hakkı kazandı. İlk defa dış borç isteyen Babıâli’ye borç veren iki devletderi biri oldu.
Fransa açısından ehemmiyeti: Paris Antlaşması’ndan Fransa da birçok güzergahtan hoşnuttu. Rusya, “Kutsal Yerler Meseleyi” bahanesi ile Akdeniz’e inerek Fransa’nın nüfuz ettiği alanlara göz dikmişti. Bu nedenle Kırım Savaşı’na katıldı. Paris Antlaşması, Fransa için açısında önemli bir tehdit olan bu vaziyeti önledi. Koalisyon Savaşlarından beri Fransa’ya karşı kurulan tam ittifak antlaşmaları da bu savaşla kararını kaybetti. Antlaşma ev sahipliği yapması da, Fransa’ya Avrupa siyasetinde yeniden üstünlük ve imtiyaz sağladı. 1798 senesinde Mısır’ı işgal edilmesi ile Osmanlı nezdindeki itibarını da yeniden kazanan Fransa, Ön Asya ve Doğu Avrupa’da etkinliğini iyice artırdı.
Rusya açısından ehemmiyeti: Paris Antlaşması, uzun vadede Osmanlı’nın varlığına yönelik maddeler içeren bir antlaşmadır. Rusya, İngiltere ve Fransa ile birlikte hareket etmiş; antlaşmanın ruhuna ters şekilde Osmanlı topraklarından hisse almak için çaba etmiştir. Osmanlı ile ilgili kısa vadeli tasarılarını ertelemek zorunda kalan Rusya, antlaşma ile değişik fırsatları değerlendirmeyi denemiştir.
Piyemonte açısından ehemmiyeti: Paris Antlaşması’na katılan devletlerden Piyemonte, İtalyan Birliği kurma düşüncesini beynelmilel bir kuruluşta tanıtma ve korunma fırsatı buldu. Ayrıca, İtalyan Birliği meselesini Avrupa politikasının bir parçası haline getirmiş oldu.
Prusya açısından ehemmiyeti: Almanya’daki minik temsilciliklerden biri olan Prusya, seneler sonra Alman Birliği’ni kurabilecektir. Friedrich II Büyük Friedrich ve Otto von Bismarck‘ın önderliğinde yürütülen Alman Birliği fikri mevzusunda uzun süredir beklenti içinde olan Prusya, Paris Antlaşması ile bu tasarısını yaşama geçirebilecektir. Zira 1871 senesinde Prusya, hedefine erişmiş; Alman Birliği kurulmuştur.
Paris Antlaşması’nın Nedenleri
Paris Antlaşması’nın en önemli nedeni, Kırım Savaşı’ında büyük hasar uğrayan ilgili devletlerin barış için diplomasi arayışıdır. Rusya, 1774 senesinde imzalanan Minik Kaynarca Antlaşması’ndan itibaren Osmanlı üzerinde üstün bir konuma sahip olmuştu. 1815 senesinde yapılan Viyana Kongresi’nin ardından Avrupa üzerinde de üstünlük kuran Rusya, bu konumunu Paris Antlaşması ile kaybetti.
Kırım’ın liman kenti Sivastopol’şan düşmesi ile tam taraflar barış masasına oturmaya karar verdi. Zira Kırım Savaşı’nda Rusya, Fransa ve Avusturya gibi devletler büyük hasar gördü ve sonunda savaşı bitirme kararı aldılar.
Paris Antlaşması’nın önemli nedenlerinden kimileri şunlardır;
Osmanlı ve Balkanlar ile ilgilenmeyen Prusya’nın Alman Birliği kurulması için uzun süredir yürüttüğü stratejiler hedefine ulaşabilecektir. Rusya tehdidi ile karşı karşıya kalan Avusturya, Rusya’ya karşı oluşturulan blokta yer alarak Rusya tehlikesini bertaraf edebilecektir. Rusya’nın çekileceği Eflak ve Boğdan bölgesinin garantisi Avrupa’ya verilecektir. Tuna Nehri üzerinden yapılan erişim faaliyetleri için Avrupa devletlerinin yer aldığı ortak bir girişim kurulacaktır. Karadeniz tarafsızlaştırılarak, “barış denizi” olabilecektir. Osmanlı hudutları içinde yaşayan Müslümanlara ve Hristiyanlara Avrupa garantisi ile yeni haklar verilecektir. Kırım Savaşı sonrası ortaya çıkan yeni konjonktürel vaziyet, İngiltere başta olmak üzere savaştan hasarlı çıkan devletleri diplomatik girişimlere yönlendirmiştir. İngiltere, varlık ve tamlığı Avrupa’nın teminatı altına alınan Osmanlı’da, uzun vadede amaçlarine hizmet edecek köklü reformlar yapılmasını sağlayabilecektir. İngiltere başta olmak üzere imzacı devletler, Osmanlı’da, din serbestliği ve hukuk eşitliği mevzusunda baskı kurabilecektir.
Paris Antlaşması’nın Neticeleri
Paris Antlaşması’nın en önemli neticeyi Rusya’nın üstünlüğüne sona vermesidir. Ayrıca, Osmanlı’nın Avrupa sistemine dahil edilerek yeni bir yarıyıla girmesi de antlaşmansın önemli neticeleri arasında yer alıyor.
Antlaşmanın diğer önemli neticelerini şöyle sıralayabiliriz;
Paris Barış Antlaşması, her şeyden evvel Rusya’nın 1774 Minik Kaynarca, 1826 Akkirman ve 1829 Edirne antlaşmalarına direnen üstünlüğüne son verdi. 1815 Viyana Kongresi’nden sonra bozulan Avrupa eforlar dengesi baştan düzenlendi. Rusya’nın bozmaya çalıştığı denge, Osmanlı’nın da iştiraki ile tekerrür heyetti. Rusya’nın Osmanlı’ya doğru genişleme politikasına karşı Avrupa’da bir set çekilmiş oldu. Rusya, Batı’daki hedeflerini Doğu’ya yani Asya’ya çevirdi. Rusya, savaşın neden olduğu askerî, içtimaî ve malî krizler sebebiyle uyuşma sonrası köklü reformlara gitmek zorunda kaldı. Karadeniz’de tarafsızlık sağlanması, boğazların yabancı savaş gemilerine kapalılığının devam etmesi, Eflak, Boğdan ve Sırbistan topraklarının imzacı devletlerin ortak garantisi altına alınması Rusya’nın Balkanlar’daki nüfuzunu bertaraf etti. Osmanlı, antlaşma ile savaştan önceki hudutlarına tekerrür kavuştu. Bir vakit de olsa Rusya tehlikesinden kurtulmuş oldu. Osmanlı, -kağıt üzerinde de olsa- Avrupa devletler sisteminin eşit haklara sahip bir üyesi oldu ve Avrupa hukuk sisteminden yararlanması için imtiyaz tanındı. Osmanlı İmparatorluğu, Karadeniz’de Rusya ile aynı muameleye tabi yakalandı. Bu vaziyet Osmanlı’ya karşı bir haksızlık olarak görüldü. Paris Antlaşması’nda, Osmanlı’nın kendi iç işlerini ilgilendiren Islahat Fermanı’na yer verilmesi, imzacı devletlerin gelecekte Osmanlı’nın iç işlerine müdahalesine zemin hazırladı. Osmanlı Devleti, Islahat Fermanı çerçevesinde önemli anayasal değişikliklere gitmek zorunda kaldı. Osmanlı’da Islahat Fermanı sebebiyle oluşan cemiyetsel keşmekeş ve millet sisteminin yeniden düzenlenmesi, değişik meselelere yol açtı ve bu vaziyet gelecekteki siyasi gelişmelerin temelini oluşturdu. Bu yarıyılda bazı siyaset bilimciler, Osmanlı’nın, Paris Antlaşması ve Islahat Fermanı ile İslami yapısına karşın yeniliklere sarih olduğunu ispat ettiği yorumları yaptı. Karadeniz’in tarafsızlaştırılarak donanmaların ve silahlı eforlarin kaldırılması, Avrupa açısından Rusya tehlikesini bertaraf etti. Böylece İngiltere, Akdeniz ve Hindistan ile ticaret yollarını güvence altına almış oldu. Rus donanmasının yok edilmesi, İngiliz kolonileri ve Akdeniz ticareti için önemli bir garanti oldu. Doğu Karadeniz’den Adriyatik Denizi’ne kadar Avrupa siyasi kuşağı oluşturuldu. Fransa, Paris Antlaşması sayesinde İngiltere gibi birçok bakımdan ekonomik çıkar sağladı. Ayrıca, Doğu Akdeniz’de Rus tehlikesi kalmadı ve Napolyon döneminde Fransa’ya karşı kurulan devletlerin oluşturduğu cephe dağıldı.İmzacı devletler, Babıali’nin veziriazam epilepsiyi bağımsızlığı ve toprak tamlığı için garanti verdi ve bunu kendi menfaatlerinin bir parçası olarak gördüklerini ilan etti. Rusya’ya, Belgrad’dan Jalpuch Gölü’ne kadar uzanan bölge ve Hotin Kalesi verildi. Osmanlı ve Rusya’ya Karadeniz’de kaç gemi bulundurulması gerektiği mevzusunda karar verme yetkisi tanındı. İtalya’nın 20 bölgesinden biri olan Piyemonte, Avrupa siyasetinin gündeme “İtalya Birliği” mevzusunu getirdi. Antlaşma ile dünyada yeniden denge heyetti. Bu süreç, 1870 senesinde Prusya İmparatorluğu’nun Fransa’yı mağlup etmesi ve Alman Birliği’nin kurulmasına kadar devam etti. Almanya, bu süreçten itibaren Avrupa’da üstünlük kazandı.
Paris Antlaşması Nasıl Sona Erdi?
Paris Antlaşması, Fransa’nın 1870-1871 yılındaki Prusya/Alman savaşında ağır bir yenilgi alması neticeyi tarihin tozlu raflarına kaldırıldı. Bu savaş sırasında Rusya, Paris Antlaşması’ndaki Karadeniz’le ilgili maddelere artık riayet etmeyeceğini ilan etti. Rusya’nın antlaşmaya darbe vuran bu davranışı, Osmanlı-Rus Savaşı’na zemin hazırladı.
Paris Antlaşması’nda Osmanlı’ya taahhüt edilen “toprak tamlığının garanti edilmesi” maddesi de yalnızca kağıt üzerinde kaldı. Uyuşmaya katılan devletlerin bu maddeye uymadıkları 1877-1878 seneleri arasındaki Osmanlı-Rus Savaşı’nda ortaya çıktı. Rus Savaşı sonunda Osmanlı, büyük bir bölünmenin içine girdi. Rusya ile savaşı sırasında Avrupa hukukundan yararlanmak isteyen Osmanlı, bir defa daha hayal kırıklığına uğradı.
Osmanlı ile Rusya arasındaki barış görüşmelerinin çıkmaza girmesi üzerine arabuluculuk görevi üstlenen Almanya Şansölyesi Otto von Bismarck, Mart 1878 tarihinde bir araya gelmesini sağladığı ve başkanlık ettiği Berlin Kongresi’nde, Paris Antlaşması çerçevesinde Avrupa hukukundan yararlanmak istediklerini söyleyen Osmanlı delegelerini “Avrupa hukuku size göre değil!” diyerek fırça atmıştır.
Antlaşmaya Osmanlı’nın temsilcisi olarak katılan Ali Paşa, kapitülasyonların kaldırılmasını gündeme getirmişti. Bu arz, katılımcı ülkelerin destek taahhütleri ile hudutlu kaldı. Uyuşmaya katılımcı devletler, daha sonraki yarıyılda daha gerçekçi ve uysal bir politika izledi ve verilen laflar ve garantiler büyük ölçüne yerine getirilmedi.
Osmanlı açısından Rusya vesayetini yalanlayan, Avrupa vesayetini kabul eden bir antlaşma, her şeye karşın Osmanlı Devleti için bir zafer niteliği taşımaktadır. Osmanlı, ciddi bir toprak kaybı yaşamamıştır.