Veba ilk olarak Gobi Çölü’nde ortaya çıktı. Evvel pireler, daha sonra da fareler ve öteki hayvanlarla dağıldı. Vebanın kayıtlara geçen ilk olayı altıncı asırdadır. Avrupai yaşam stili değişmeye başlamıştı ama ne var ki, insanlar ufak topluluklardan büyük şehirlere göç etmeye başlamışlardı. O yarıyılda erişimde getirilen yaratıcı fikirler, daha fazla ticarete de imkân verdi. Ticaret yolları ‘öğrenilen’ dünyanın tam taraflarını birbirine bağlamaya başladı. Avrupa, Asya ve bazı Afrika popülasyonları, faciaya doğru çekildi.
Ticaret yollarının artan kullanımı hastalığın öğrenilen dünyaya dağılmasını garanti altına almış olsa da büyük şehirlerin hijyenik olmayan şartları sayesinde bir salgın oluştu ve dünya popülasyonunun takribî üçte biri yaşamını kaybetti. Elizabeth Dönemi’nde lağımlar Londra caddelerinde akıyordu ve hemen yanındaki Thames nehri bir çöplük olarak kullanılıyordu. Londra’nın bir hayli sokağı ve bulvarı dar ve kalabalıktı. Bu lekeli şartlar farelerin üremesini çok basitleştiriyordu. Fareler, İngiltere’ye muhtelif ticaret yollarından ve deniz fazla ülkelerden gelen başka fareler ve hayvanlardan pireleri kaptı. Ve kısa müddette hastalıklı pireler, farelere de hastalığı bulaştırdı. Vebadan mesul olan patolojik bakteri farelerin vefatına neden olsa da hastalıklı pireler insanlara geçmeye başladı. Bu sırada salgın da hat aşamaya ulaştı.
Tam sektörler vebadan çok makûs etkilendiler ama tiyatro tamamen mahvoldu. Daha Önceki Globe Theater, veba salgınını, öteki ismiyle ‘Kara Ölüm’ü nafile şekilde önlemeye çalışan İngiliz yetkililer tarafından kapatıldı. Shakespeare’nin ailesi hastalığa karşı bağışıklık sahibi değildi ve kardeşlerinden birkaçı bu hastalığa kurban gitti. Salgın, Avrupa’daki tam yaşamda kalanlar gibi onu da etkilemiş olmalıydı. Belki de bu surattan bu kadar çok facia yazmıştır.
Vebanın bulguları şunlardı: dirseklerde, bacaklarda, boyunda veya kasıklarda şişmiş lenf bezleri, yüksek ateş, sayıklama, akciğer kanaması, adale sızıları ve yatmak için karşı koyulamaz bir istek ki, boyun eğildiğinde çok ölümcül olmaktadır. Şişlikler kırmızı olarak ortaya çıkıp evvel mora ve hastalık ilerledikçe de siyaha döner. Kana yol vermek, başka bir deyişle kanın hastalıklı bölgelerden akıp gitmesi için bir damarı kesmek yaygın bir uygulamaydı. Afallatıcı şekilde, kan siyahtır ve çok makûs kokar ve mide bulandırır, üstelik kana yapışık yeşil bir madde karışmıştır.
Hiç kimse ‘Kara Ölüm’e neyin neden olduğunu öğrenmediğinden, onu tedbire mücadeleleri genellikle boşaydı. Hekimler pire ısırıklarından korunmak için gözetici elbiseler ve soludukları havayı süzen yağ kapsayan bir maske giyiyorlardı. Bu güvenlik tedbirleri tesirli olsa da rehabilitasyon usulleri genel olarak bulguları eksiltmeye yarayan nebatlardı. Hasta insanlara bakıcılık yapacak insan noksanı çok fazlaydı zira herkes kendi yaşamını düşünüyordu. Cesetlerin yıkımı da ayrı bir tasaydı. Emekçiler gitgide eksildi, bu surattan iyileşen hastalar pakliğe destekçi olmaları için zorlandı.