Karlofça Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu’nun Gerileme Yarıyılı’nin başlangıcı; 16 senelik savaşın sonucudur.
Osmanlı’nın Viyana Abluka Etmesi ile başlayan çok cepheli savaşlar, Karlofça Antlaşması ile son buldu. Antlaşma, aynı zamanda dev imparatorluğun gerilemeye başladığı ekonomik problemlerin başlangıcı oldu. Bu antlaşmadan sonra Osmanlı’da köklü farklılıklar ve ilkler yaşandı. Osmanlı’nın “ilk mülakatlı antlaşması” olan Karlofça, imparatorluğu diplomasi ile tanıştırdı.
Karlofça Antlaşması Nedir?
Karlofça Karlowitz, günümüzdeki Sırbistan’da 9 bin popülasyonlu ufak bir kasabadır. Osmanlı Devleti’nin Gerileme Yarıyılı’ni başlatan antlaşma, bu ufak “tarafsız” kasabada, Tuna Nehri manzaralı bir tepeye kurulan çadırda, 26 Ocak 1699 tarihini imza atılmıştır. İkinci Viyana Abluka Etmesi sonrası imza atılan antlaşma, Osmanlı’ya büyük çapta Avrupa toprağı kaybettirmiştir.
Antlaşmanın tarafları; Osmanlı İmparatorluğu ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun önderliğindeki Avusturya, Venedik ve Lehistan’ın içinde bulunduğu “Kutsal İttifak” Mukaddes İttifak devletleridir. Karlofça Antlaşması, 1683 ila 1698 seneleri arasında 16 sene süren Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları’nı sonlandıran bir barış antlaşmasıdır.
Görüşmelerde Osmanlı’yı Reis-ül Küttab Rami Mehmed Paşa temsil etti. Kutsal İttifak’ta da; Avusturya Arşidüklüğü’nü temsilen Kont Franz Ulrich Kinsky, Venedik Cumhuriyeti’ni temsilen Carlo Ruzzini ve Lehistan’ı temsilen Malaçovski yer aldı. Görüşmenin danışmanlığını Luigi Ferdinando Marsigli yaptı. Marsigli, aynı zamanda, imzalar atıldıktan sonra 850 kmlik yeni Osmanlı-Avusturya hududunun tespiti için kurulan kurula başkanlık etti.
Karlofça Antlaşması ziyaretleri 13 Kasım 1698’de başladı. Görüşmeler, 36 celse olarak 72 gün sürdü. Görüşmeler neticeyi Avusturya ile 20, Venedik ile 16 ve Lehistan ile de 11 maddelik barış antlaşması imza atıldı. Antlaşma, 25 sene vakitle imza atıldı ve garantörlüğünü Avusturya yaptı.
Kutsal İttifak’a daha sonra dahil olan Rusya, Karlofça’da antlaşma maddelerini kabul etmedi. Bu nedenle Karlofça’da Ruslarla barış antlaşması imza atılmadı. Bunun nedeni Azak Kalesi’ni işgal eden Rusların Kerç Kalesi’ni de istemesiydi. Bunun yerine Ruslarla iki senelik mütareke uzlaşmayı yapıldı. Rusya ile 1 sene sonra, Karlofça’nın devamı kalitesindeki barış antlaşması olan İstanbul Antlaşması imza atıldı.
Karlofça Antlaşması’nın orijinal metni…
Karlofça Antlaşması’nın Sebepleri
Karlofça Antlaşması, uzun süren savaşlar neticeyi cılız düşen Osmanlı’nın barış mülakatlarına razı olmasıyla yapılmıştır. Osmanlı padişahı Sultan II. Mustafa, Avusturya’ya üç ehemmiyetli sefer hakikatleştirdi. Bunun üzerine Osmanlı’ya karşı “Kutsal İttifak” oluşturuldu. İttifak’ın yaradılışını Papa XI. Innocentius sağladı. 1684’te kurulan İttifak; Avusturya, Lehistan ve Venedik devletlerinden oluşuyordu. İki sene sonra Rusya da İttifak’ta yer aldı. Uzun seneler süren Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları’nın ardından 1697 senesinde Osmanlı, Zenta Muharebesi’nde mağlubiyete uğradı. Korunmasız bir vaziyete düşen Osmanlı, Hollanda ve İngiliz hükümetlerinin arabuluculuğu ile barış mülakatlarına katılmaya zoraki kaldı.
Osmanlı’nın barış mülakatlarını kabul etmek zorunda kalmasının başlıca sebepleri şunlardır;
1697 senesinde Zenta mağlûbiyeti nedeniyle Osmanlı ordusu Tuna Nehri kıyılarına çekilmek zorunda kaldı.Venedikliler, Mora Yarımadası’ndan kuzeye doğru ilerleyerek Atina’yı işgal etti, Dalmaçya ve Bosna’da bir hayli kaleyi ele geçirdi.
Kırım bölgesinde hücumlarını kesmeyen Ruslar, 1696 senesinde Azak Kalesi’ni ele geçirdi.
Sultan II. Mustafa’yı mülakatlara ikna eden Amcazâde Hüseyin Paşa’dır. Hüseyin Paşa’nın ikna için sunduğu başlıca mazeretleri şöyle sıralanabilir;
Senelerdir süren çok cepheli savaşlar, devletin iç gidişatını her doğrultudan hasar uğrattı.Halk, fantastik ödentiler altında ezildi; ödentiler bir araya gelemez hale geldi.
Bir Hayli köy boşaltıldı; savaşacak asker ve cephane temini imkânsız hale geldi.
Anadolu başta olmak üzere imparatorluk topraklarında asayişsizlik arttı.
Rumeli bölgesinde Hristiyanlara başkaldırıya kalkıştı.
Orta Doğu’da Bağdat ve Basra taraflarında bazı ayaklanmalar başladı.
Avusturya, Avrupa’da beklenen savaşı göz önüne alarak barış görüşmelerini kabul etmiştir. İspanya İmparatorluğu’ndaki karışık veraset meseleleri; Fransa ve İspanya’nın birleşmesi; Fransa’nın güçlü ülke olarak öne çıkması gibi çok rakamda nedenle Avrupa’da büyük bir savaş bekleniyordu. Bu sebeplerle Avusturya, Osmanlı ile barış antlaşması masasına oturmak zorunda kaldı. Hollanda ve İngiltere’nin arabuluculuk hevesleri de beklenen bu savaş nedeniyledir. Beklenen savaş da, Karlofça Antlaşması’ndan iki sene sonra başlayan ve 1701-1714 seneleri arasında 13 sene süren İspanya Veraset Savaşları’dır.
Karlofça Antlaşması’nın Neticeleri
Polonyalı askerler, Osmanlı ganimeti ile Viyana’dan dönerken…
Karlofça Antlaşması’nın en ehemmiyetli neticeyi, Osmanlı’nın batıda büyük oranda toprak ve prestij kaybetmesidir. Osmanlı’nın topraklarının paylaşıldığı ilk antlaşmadır. Kaflofça’dan sonra Osmanlı, kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izlemiştir.
Karlofça Antlaşması’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun karşısında Avusturya Büyük Dukalığı, Alman İmparatorluğu, Polonya Cumhuriyeti, Venedik Cumhuriyeti ve Rusya Çarlığı yer almıştır. Hatta İran da Kutsal İttifak’ın yandaşı olarak Osmanlı’nın karşısında bir konumda bulunmuştur. Karlofça’da Osmanlı İmparatorluğunun tek bağlaşığı İsveç’ti. Görüşme masasında güçlü bir “mukaddes” ittifaka karşı gayret eden Osmanlı, kendi çıkarlarını gözetmeye çalışmış, kısmen de galibiyetli olmuştur. Buna göre antlaşma, hem Osmanlı hem de Avrupa tarihi bakımından ehemmiyetli bir dönüm noktasıdır.
Karlofça Antlaşması’nın başlıca neticeleri şunlardır ;
Osmanlı’da Duraklama Yarıyılı bitti, Gerileme Yarıyılı başladı.Mülakatlara katılan devletler savaş sonunda elde ettiklerini yakalamak istediklerini belirtti; ancak buna karşı Osmanlı temsilcileri herkese daha önceki topraklarının verilmesi prensibini korundu. Görüşmeler neticeyi bu teklif ehemmiyetli miktarda kabul edildi.
Osmanlı kurulu, görüşmeler süresince “hudut bölgelerindeki toprakların görüşmeler neticeyi terk edilmemesi” prensibine bağlı kaldı.
Tüm Macaristan Erdel ve Banat hariç Avusturya’ya vazgeçildi. Böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun Orta Avrupa’daki egemenliği son erdi.
Mora Yarımadası ve Dalmaçya kıyıları Venedik’e vazgeçildi. Venedik’e ehemmiyetli topraklar verildi ve Ege denizinde Osmanlı’nın hâkimiyeti zayıfladı. Ayrıca, Venediklilerin Zanta Adası’nda verdikleri ödentiler kaldırıldı.
Ukrayna, Podolya ve Kamaniçe gibi geniş topraklar Lehistan’a vazgeçildi. Bu nedenle Osmanlı’nın Kazaklar üzerindeki egemenliği sona erdi.
Osmanlı Preveze Kalesi’ni devirdi; İnebahtı Kalesi’ni geri aldı.
Osmanlı, dağılmacı siyasetini, diplomasi ve korunma ağırlıklı bir siyasete döndürmek zorunda kaldı.
Osmanlı, literatürde “Moskof Prensi” olarak görülen Rus Çarı’nın “Çarlık” unvanını ilk defa kabul etti. Bu, Osmanlı için Karlofça’da yaşanan ehemmiyetli bir prestij kaybı olarak tarihe geçti.
Osmanlı ulusu içindeki Katoliklere mezhep hürlüğü tanındı. Protestan Macar ulusu, Katolik Avusturya’nın egemenliği altına girdi.
Avusturya, Osmanlı’nın içişlerine müdahale hakkı elde etti; Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri oldu.
Avrupalıların Osmanlı topraklarına hamleleri ve askeri bakımdan üstünlük mücadeleleri arttı.
Azak Kalesi Ruslara vazgeçildi ve Rusların İstanbul’da daimi bir elçi bulundurması kararlaştırıldı.
Karlofça Antlaşması Çadırı ve Kapısına Duvar Örülen Kilise
Karlofça Antlaşması ziyaretleri dört değişik girişi olan büyük bir çadırda yapıldı. Bunun emeli, çadıra girişte protokol uygulanmamasıydı. Osmanlı delegeleri çadırın doğu kapısından giriş yaptı.
Antlaşmanın yapıldığı çadırın bulunduğu tepeye 1710 senesinde ufak bir kilise şapel yaptırıldı. Görüşmeler sırasında yaşamını kaybeden Venedikli bir diplomatın kabri de bu kilisenin içine konuldu. Türklerin antlaşma mekânına girdikleri doğu kapısına duvar örüldü ve üstüne de “Türklerin bir daha bu kapıdan Avrupa’ya girmemesi” beklentisi yazıldı.
Bu duvar, Karlofça Antlaşması’nın imza atıldığı tarihten 310 sene sonra, 26 Ocak 2009 tarihinde merasimle devrildi. Karlofça Belediye Başkanı Milenko Filipoviç, Karlofça Antlaşması’nın 310’uncu yıldönümü merasimine Türkiye’nin Belgrad Büyükelçisi Süha Umar’ı da davet etti. Umar, duvarın devrilmesi koşulu ile merasime katılacağını söyledi. Başkan Filipoviç de bu arzı kabul ederek, duvarı devirdirdi. Bunun üzerine “Artık Türkler Avrupa’ya girecek!” mizahları yapıldı.
Karlofça Antlaşması İle Alakalı Notlar
Barış ziyaretleri tarihinde tarafların ilk defa yuvarlak masa çevresinde bir araya geldiği antlaşma, Karlofça Antlaşması’dır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihinde ilk defa görüşme yaptığı ve arabulucu kullandığı antlaşma Karlofça’dır. Eskiki antlaşmalarda Osmanlı Devleti koşullar tanımlıyor ve öbür devletler kabul etmek zorunda kalıyordu.
Osmanlı, tarihinde ilk defa bir antlaşma için yabancı bir devletin arabuluculuğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Müslüman Osmanlı ile Hristiyan Avrupa devletleri arasındaki en ehemmiyetli antlaşma olan Karlofça’da, Roma hukuku prensipleri ile 1648 senesinde imza atılan Westfalya Antlaşması’nda tanımlanan diplomasi kaideleri uygulandı.
Antlaşma içeriği, Osmanlı’nın bozgununun ilk resmi dokümanı olarak kabul edilir; ancak diplomatik açıdan “Osmanlı’nın ezilmediği” düşüncesi hâkimdir.
Görüşmeler sırasında Osmanlı delegelerinin diplomasi kaideleri ve antlaşma dili mevzusunda akıllı ve galibiyetli olması öbür delegelerin dikkatini çekmiştir.
Bu uyuşma ile Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa devletleri arasında kurulmaya başlanan hukuk sistemine intibak ettiğini göstermiştir.
Karlofça Antlaşması ile sonuçlanan Osmanlı – Kutsal İttifak Savaşları’nda Osmanlı’da 4 padişah, çok rakamda veziriazam değişti.
Sultan II. Mustafa, kendi ordusunun başında sefere çıkarak Haçlılarla savaşa giren son Osmanlı padişahı olmuştur.
Tarih yazarı Rifa’at Ali Abou-El-Haj, Karlofça Antlaşması için “Avrupa’daki Osmanlı hudutlarının resmi kapanışı” ifadesini kullanmıştır.
Karlofça Antlaşması, güneydoğu Avrupa tarihinin dönüm noktası ve yeni bir periyodun başlangıcı olarak kabul edilir.
Karlofça Antlaşması’nın 300 sene süresince Polonya’da muhafaza edilen orijinal metni, 1999 senesinde Türkiye’ye getirilerek Türk ve İslam Yapıtları Müzesi’nde sergilendi.