Anadolu’da kurulan ve en güçlü devlet olma yolunda ilerlemeye çalışan Türk beyliklerini yazımızda tanıtmaya çalıştık.
Türklerin yarı göçebe bir topluluk olduğu ve Orta Asya bozkırlarında hayatlarını sürdürdüğü biliyoruz. Yerleşik hayata geçen Türkler olsa da bunların rakamı çok fazla değil. Peki, hayatlarını yarı göçebe sürdüren Türkler neden Orta Asya’dan böldüler? Anadolu’ya yerleşen Türkleri, ata topraklarını terk ettikten sonra nasıl bir süreç Anadolu’ya getirdi? Neden değişik beylikler altında teşkilatlandılar? Bu yazımızda bu sualleri kısaca yanıtladıktan sonra aslı mevzumuz olan Anadolu’da kurulan Türk beylikleri hakkında bilgiler vereceğiz.
Orta Asya’da yaşayan Türklerin yurtlarını terk etme sebeplerinin başında Moğol milletinden Kıtayların bölge ulusuna yaptığı baskı gelir. Kıtaylardan kaçan Türk boyları birbirini sıkıştırarak Azerbaycan, Kafkas ve Kars bölgelerine kadar gelir. Bu Türkler; Anadolu, İran Irak gibi bölgelere akınlar yapsalar da bu bölgelerde kalıcı olmak gibi bir emel edinmediler. Türklerin Anadolu’ya gelişlerini MÖ 3000’lere sabrettiren tarihçiler olsa da genel kabul gören bir düşünce değildir. Türklerin Anadolu’ya bir yurt olarak yerleşip teşkilatlanmaları Malazgirt savaşından sonra gerçekleşir. Malazgirt savaşından evvel Anadolu yakınlarında yerleşen Türkler, Anadolu içlerine akınlar tertip ederler. Ancak Anadolu’nun hakimi Bizans’ın ordusu üstlerine geldiğinde geri çekilmek mecburiyetinde kalıyorlardı. Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Alparslan’ın, Bizans ordusuna karşı yaptığı Malazgirt Alan Savaşı’ndan sonra esir edilen Bizans kralı Dyojen’e ağır koşulları olan bir antlaşma imzalatılır. Dyojen’in kendi yakınları tarafından öldürülmesinden sonra kral olan VII. Mihail, yapılan antlaşmanın koşullarına uymaz. Ancak Malazgirt Alan Savaşı’ndan sonra Bizans’ın eforsuzlaşan ordusu Anadolu’ya yapılan akınlara müdahale edemez ve Anadolu’ya göç eden Türkleri durduramaz.
Malazgirt Alan Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun fethi ile görevlendirilen Büyük Selçuklu Devleti komutanları Anadolu topraklarında kendi beyliklerini kurarlar. Bu beylikler Anadolu’da kurulan İlk Türk beylikleridir. Bu beylikler: Mengücekoğulları Beyliği, Danişmendoğulları Beyliği, Artukoğulları Beyliği, Saltukoğulları Beyliği, Sökmenoğulları Beyliği ve Çaka Beyliği’dir
Büyük Selçuklu Devleti’nin bölmesinden evvel Anadolu’da kurulan Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflaması ve bölgedeki efor eksikliği sebebi ile Alaiye Beyliği, Aydınoğulları Beyliği, Candaroğulları Beyliği, Dulkadiroğulları Beyliği, Eretna Beyliği, Eşrefoğulları Beyliği, Germiyanoğulları Beyliği, Hamidoğulları Beyliği, İnaçoğulları Beyliği, Kadı Burhaneddin Beyliği, Karamanoğulları Beyliği, Karesioğulları Beyliği, Menteşeoğulları Beyliği, Pervaneoğulları Beyliği, Ramazanoğulları Beyliği, Sahip Ataoğulları Beyliği, Saruhanoğulları Beyliği, Tacettinoğulları Beyliği isimli beylikler bağımsızlıklarını ilan ederler. Osmanoğulları Beyliği ve Osmanlı Devleti başlı başına ayrı bir yazı mevzusu olduğu için bu yazımızda bahsetme gereği dinlemiyoruz.
Anadolu’da Kurulan İlk Türk Beylikleri
Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliklerinin hangileri olduğundan ve nasıl kurulduğundan yukarıyada bahsettik. Kurulan ilk beylikler Anadolu’nun Türkleşmesinde ve gelişmesinde önemli bir yer sahibidir. Anadolu’da kurulan İlk Türk beylikleri başlığı altında bu beş beylik hakkında bilgiler vereceğiz.
Mengücekoğulları Beyliği
Kaynaklarda Mengücüklüler ismi ile de anılan Anadolu beyliği, Büyük Selçuklu Devleti komutanlarından Emir Mengücek Mengücek Gazi tarafından kurulur. Mengüceklilerin hangi boya üye olduğu ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Anadolu’nun fethi için görevlendirilen Emir Mengücek, Erzincan, Kemah ve Divriği bölgelerini fethederek bu topraklarda kendi beyliğini kurar. Emir Mengücek, tek başına ya da Danişmendoğulları Beyliği ile birlikte Anadolu’da yaşayan Rum ve Gürcüler üzerine akınlar tertip ederek bölgedeki Türk hakimiyetini sağlamlaştırmayı emeller. Mengücekliler; Erzincan, Kemah ve Divriği toprakları dışında yeni topraklar fethetme gayesi taşımazlar. Yeni fetihler yerine ellerindeki toprakları geliştirmeye çalışırlar. Bölgenin mimari gelişiminde büyük çalışmalar yaparlar. Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi Mengücekoğulları Beyliği’nden günümüze kadar ayakta kalmayı başaran en önemli mimari yapılardır. Mengücekoğulları’nın günümüzde ayakta olmayan birçok yapı inşa ettiğini yazılı kaynaklardan tespit edebiliyoruz. Ancak yapılarının bölgenin zelzele bölgesi olması sebebi ile devrildiği düşünülmektedir. Emir Mengücek’in ne zaman can verdiği ve nereye gömüldüğü hakkında değişik rivayetler olsa da hiçbiri kesin değildir. Mengücekliler, Emir Mengücek’in vefatından sonra Kemah ve Divriği olarak ikiye böler ve Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alaeddin Keykubat tarafından 1228 senesinde beyliğe son verilir.
Danişmendoğulları Beyliği
Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Alparslan’ın komutanlarından olan Danişmend Gazi’nin kendi ismi ile kurduğu beyliktir. Danişmend Gazi, Malazgirt zaferinden sonra Alparslan tarafından kendisine ikta edilen Sivas’ı fethederek bu bölgede 1071 senesinde Danişmendoğulları Beyliği’nin temellerini atar. Danişmend Gazi, Sivas’ın fethinden sonra Tokat, Amasya, Çorum, Niksar, Kayseri, Elbistan, Malatya ve çevresini topraklarına katarak hakimiyet alanını genişletir. Danişmend Gazi, İslamiyet sonrası Türk destanlarından Danişmendname destanın başkahramanıdır. Danişmendname’de Danişmend Gazi’nin kahramanlıkları anlatılır.
Danişmend Gazi’nin vefatından sonra beyliğin başına oğlu Gümüştegin geçer. Gümüştegin yarıyılinde beylik efor kazanmaya devam eder. Anadolu’daki iç karmaşıklıklardan yararlanarak beylik sınırlarını çoğaldırır. Türkleri Anadolu’dan atmak için bir araya gelen haçlı ordusuna karşı Anadolu Selçuklu Devleti ile birlikte hareket eder. Haçlı ordusu yenilgiye uğratıldıktan sonra iki müttefikin aralarında ihtilaflar ortaya çıkar ve Gümüştegin, I. Kılıçarslan ile Maraş yakınlarında kaybedeceği sert bir çabaya girer. Gümüştegin yenilgiden bir vakit sonra Sivas’ta ölüm eder. Gümüştegin’in vefatından sonra zayıflamaya başlayan Danişmendoğulları Beyliği’nde taht münakaşaları baş gösterir. Zayıflayan beyliğin başına Emir Gazi geçer. Başlarda Anadolu Selçuklu Devleti’nin hakimiyetini tanıyan Emir Gazi, I. Kılıçarslan’ın vefatından sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nde ortaya çıkan taht münakaşalarından yararlanarak beyliği eskisi gibi güçlü bir beylik haline getirmek ister. Bu emeline ulaşabilmek için I. Kılıçarslan’ın çocukları arasındaki taht müzakeresinde Damat Mesud’u destekler ve Mesut’un başa geçmesinde önemli bir rol oynar. Mesud’un Anadolu Selçuklu tahtına oturması ile Danişmendoğulları da eski eforlarine kavuşur.
Emir Gazi’de bölgedeki karmaşıklıklardan yararlanarak Anadolu’daki etkin efor olma yarışını sürdürür. Emir Gazi’den sonra yeniden baş gösteren taht münakaşaları beyliğin zayıflamasına neden olmuştur. Uzun vakit devam eden bir zayıflama yarıyılinden sonra II. Kılıçarslan tarafından 1178 senesinde beyliğe son verilir.
Artukoğulları Beyliği
Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın komutanlarından Artuk Bey’in oğulları Sökmen ve Şehirgazi tarafında kurulan beylik; Hasankeyf, Mardin ve Harput olarak üç kol şeklinde aralıksızını sürdürür. Artukoğulları, 1102-1409 seneleri arasında Diyarbekir ve Mardin civarlarını idareyen Türkmen hanedanlıktır. Artuk Bey, Büyük Selçuklu Devleti bayrağı altında birçok bölgede vazife alan ve aldığı misyonlari galibiyet ile bitiren bir komutandır.
Senelerce Bizans ve Haçlılara karşı çaba eden bu beyliğin Hasankeyf kolu Eyyubiler tarafından, Mardin kolu Karakoyunlular tarafından, Harput kolu ise Anadolu Selçuklu Devleti tarafından sonlandırılır.
Saltukoğulları Beyliği
Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasından sonra Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliklerinden biri Saltukoğulları Beyliği’dir. Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın komutanlarından olan Saltuk Bey tarafından Erzurum ve Doğu Anadolu bölgesinde 1071 senesinde kurulur. Alparslan tarafından bu bölgenin Saltuk Bey’e verilmesi Saltuk Bey’in Alparslan’ın gözünde diğer komutanlardan ayrı bir yere sahip olduğunu gösterir. Erzurum, Kars, Pasinler, Tortum, Bayburt, Şebinkarahisar ve etraf toprakları Saltuk Bey ve çocuklarına ikta edilir. Saltukoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Rükneddin Süleyman tarafından devrildiği 1202 senesine kadar bu bölgelerde karar sürer. Saltukoğulları Beyliği’nden günümüze kalan en önemli yapı Erzurum Ulu Cami’dir.
Çaka İzmir Beyliği
Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın komutanlarından Çaka Bey tarafından İzmir ve çevresinde kurulan Türk beyliğidir. Malazgirt zaferinden sonra ordusu zayıflayan Bizans’ın Anadolu’daki eforu kırıldığı için Büyük Selçuklu komutanları değişik bölgelerde beylikler kurar ve Anadolu’nun Türkleşmesini sağlarlar. Çaka Bey’de 1081 senesinde İzmir’de kendi ismi ile anılan beyliği kurar. Çaka Bey’in Çavuldur boyuna üye olduğu düşünülmektedir.
Çaka Bey, İzmir’de kurduğu donanma ile Türklerin ilk denizcilik faaliyetlerinin de başlatıcısı olur. Çaka Bey, oluşturduğu donanma ve stratejik zekâsı ile öldürüldüğü 1095 senesine kadar Bizans’a güç anlar yaşatır. Bizans’ın adalarını hakimiyetine alan Çaka Bey kıyı şehirlerini de zapt eder. Hatta Balkanlardaki Peçenekler ile işbirliği yaparak Bizans’ı abluka etmeyi bile sınar. Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Kılıçarslan’a kızını vererek ittifakını güçlendirir. Bu gidişat Bizans’ın işine gelmediği için Çaka Bey ve Kılıçarslan’ın aralarını açmaya çalışırlar ve iki Türk hükümdar aralarında akrabalık olmasına karşın birbirlerine düşman olurlar. Kılıçarslan’ın, daveti üzerine yanına giden Çaka Bey bu davette öldürülür. Çaka Bey’in vefatından sonra da kurmuş olduğu beylik çok fazla ayakta kalamaz.
Çaka Bey ve beyliği, ilk Türk tersanelerini kurmaları açısından tarihte önemli bir yere sahiptirler.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin Devrilmesi ile Kurulan Türk Beylikleri
Anadolu Selçuklu Devleti, 1240 senesinde Baba İshak isimli bir dervişin çevresinde bir araya gelen Türkmenlerin isyan etmeleri neticeyi büyük meseleler ile karşılaşır. Bu isyanın gerçek tasarlayıcısının Baba İshak’ın şeyhi Baba İlyas olduğu bilinmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti, Baba İshak isyanının süratli bir şekilde büyümesine mani olamaz. Öyle ki bu isyana nerdeyse Anadolu’da yaşayan tüm Türkmenler katılır. Baba İshak ve onun çevresinde bir araya gelen Türkmenler Anadolu şehirlerini ele geçirmeye başladıklarında Amasya ve Sivas Anadolu Selçuklu komutanı isyanı bastırmak ile görevlendirilir. Komutan ordusu ile Amasya’ya girerek Baba İlyas’ı kalenin burcuna asar. Ancak Baba İlyas’ın idamı isyanı sonlandırmak yerine daha da alevlendirir. Sivas’tan Amasya’ya gelen isyancı Baba İshak ve Türkmenler Komutan’ı öldürerek misilleme yaparlar. Şeyhi’nin öldürülmesini sindiremeyen Baba İshak, isyancı eforlari toplayarak Konya üzerine yürür. Konya yakınlarında Anadolu Selçuklu ordusu ile çarpışan Baba İshak ve isyancılar, kadınlar ve çocuklar hariç kılıçtan geçirilerek öldürülür. Başkaldırı son bulsa da Anadolu Selçuklu devleti çok efor kaybeder. Devletin zayıflamasını fırsat olarak gören Moğollar, Anadolu’yu işgal ederler. Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev komutasındaki Türk ordusu Moğollar ile girdikleri Kösedağ Savaşı’nda kaybederek Moğol üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalırlar. Moğol baskısına karşı birkaç ayaklanma denemesi olsa da bunlar galibiyetsiz denemelerdir. Son sultan II. Mesud’un vefatı ile Anadolu Selçuklu Devleti son bulur. Anadolu’da oluşan siyasi boşlukta Türk beyleri bağımsızlıklarını ilan ederek yeni beylikler kurarlar.
Karamanoğulları Beyliği
Karaman, Konya, Ermenek ve çevresinde kurulan bu beyliğin kurucusu Karaman Bey’dir. Karaman Bey’in boy olarak Avşar Türklerine üye olduğu düşünülmektedir. Karaman Bey’in kendi hudutları içinde Türkçe konuşulmasını emretmesi, Anadolu’da milli bilincin uyandırılmaya çalışılması bakımından önemli bir yere sahiptir. Anadolu’da kurulan beylikler arasında en güçlü olan Karamanoğulları beyliği, Anadolu’nun hakimiyeti için Osmanlı devleti ile en çok çabaya giren beyliktir. Osmanlı padişahı I. Murad yarıyılinde başlayan bu çaba 1398’de Yıldırım Beyazıt’ın üstünlüğü ile son bulsa da Timur’un Ankara savaşı ile Osmanlı’yı mağlup etmesi, Karamanoğulları’nın yeniden bağımsız bir beylik olarak kurulmasına neden olur. Karamanoğulları beyliğine, 1487 senesinde II. Beyazıt tarafından tamamen son verilir.
Karesioğulları Beyliği
Karesioğulları Beyliği Karesi Bey tarafından 1304 senesinde kurulur. Balıkesir, Çanakkale, Bergama ve çevresinde kurulan beylik denizcilik faaliyetleri ile batıya ve ege adalarına akınlar kumpaslar. Karesi Bey’in yönetiminde güçlü bir beylik haline gelen Karesioğulları, Karesi Bey can verdikten sonra yerine geçen oğlu Yahşi Bey yarıyılinde de akınlara devem eder. Ancak Yahşi Bey’in vefatından sonra taht münazaralarına karışan beylik 1345 senesinde Orhan Gazi idaresindeki Osmanlı Devleti’ne katılır. Karesioğulları Beyliği’nin, Osmanlı Devleti’ne katılması ile bütün teşekküllü bir donanma ve deneyimli devlet adamları Osmanlı Devleti’nin hizmetine girer.
Germiyanoğulları Beyliği
Anadolu’da kurulan en güçlü beyliklerden olan Germiyanoğulları Beyliği, Yakup Bey tarafından 1300 senelerinde Kütahya ve çevresinde kurulur. Süleyman Şah yarıyılinde Karamanoğulları ve Osmanlılar arasında kalan Germiyanoğulları tarafını güçlendirmek için Osmanlı ile akrabalık kurmak ister. Süleyman Şah’ın teklifini pozitif karşılayan 1. Murat, oğlu Beyazıt ile Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hatun’un evlenmesini onaylar. Çeyiz olarak Kütahya, Tavşanlı ve çevresi Osmanlı’ya verilir. Yıldırım Beyazıt’ın Kosova seferinde olduğu sırada beyliklerini geri almak için ayaklanan Anadolu beyleri arasında Süleyman Şah’ın oğlu Yakup Bey’de vardır. Kız kardeşi ile çeyiz olarak verilen toprakları geri almaya çalışsa da Yıldırım Beyazıt’ın hamlesi ile Germiyanoğulları Beyliği tamamen Osmanlı Devleti himayesine girer.
Candaroğulları Beyliği
Kastamonu’da kurulan Candaroğulları Beyliği, bölgede bulunan Çobanoğulları Beyliği’nin yerine kurulur. İlhanlı Devleti’nin himayesi altında kurulan bu beyliğin ilk kurucusu Şemsettin Yaman’dır. Beyliğin diğer bir ismi de İsfendiyaroğulları’dır. Hudut komşusu olduğu Osmanlı ve Tacettinoğulları’na karşı dengeli bir politika izleyen beylik, akınlarını Bizans üzerinde yoğunlaştırır. Hatta Bizans’ın Osmanlı’ya karşı ittifak önerisini yalanlayarak akınlarına devam eder. Ticarete umursayan Candaroğulları, Venedik ve Cenevizliler ile Karadeniz ticareti mevzusunda ilişkiler kurar. Kastamonu ve Sinop olarak ikiye ufalayan beyliğin Kastamonu kolu Yıldırım Beyazıt tarafından 1392 senesinde; Sinop kolu da Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460 senesinde sonlandırılır.
Menteşeoğulları Beyliği
Menteşe Bey tarafından 1261 senesinde Muğla ve çevresinde kurulan Menteşeoğulları Beyliği, denizcilik faaliyetleri ile tarihte yer alır. Menteşeoğulları, donanmaları ile Akdeniz ve Ege’deki haçlı gemilerine hücumlar kumpaslar. Bu hücumlar dolayısıyla Venedik’deri ve Kıbrıs Kraliyeti’ndan tehditler alır. Menteşeoğulları’nın Rodos’u işgal ettiği bilinmektedir. Yıldırım Beyazıt, 1391 senesinde Menteşeoğulları Beyliği’ni Osmanlı Devleti hudutlarına katsa da Ankara Savaşı mağlubiyetinden sonra Menteşeoğulları bağımsızlıklarını yeniden kazanarak Osmanlı’nın taht tartışmalarında İsa Çelebi’nin tarafını meblağ. Ancak Mehmet Çelebi’ye mağlup olurlar. Menteşeoğulları 1425 senesinde II. Murat tarafından yeniden Osmanlı’ya katılır.
Saruhanoğulları Beyliği
Saruhan Bey tarafından kendi ismi ile Manisa ve çevresinde kurulan Saruhanoğulları Beyliği, denizcilik ile uğraşarak Ege ve Balkanlar’a akınlar kumpaslar ve Cenevizliler ile ticaret yapar. Saruhan Bey’in Anadolu’ya nasıl geldiği ve hangi boya üye olduğu ile ilgili değişik görüşler olmakla birlikte hiçbiri kesin değildir. Osmanlı Devleti’ne karşı Bizans ile antlaşma yaptığı bilinen Saruhanoğulları Beyliği’ne evvel Yıldırım Beyazıt son verir. Ankara Savaşı’ndan sonra yeniden kurulan beylik Mehmet Çelebi tarafından tamamen tarih sahnesinden çekilir.
Aydınoğulları Beyliği
Mehmet Bey tarafından kurulan Aydınoğulları Beyliği, Büyük Menderes’deri başlayarak Tire, Ayasuluk, Birgi çevresinde kurulan Türk beyliğidir. Batı Anadolu’da kurulan güçlü beyliklerden biri olan Aydınoğulları, denizcilik ile uğraşan en güçlü beyliktir. En güçlü yarıyılini Mehmet Bey oğlu Umur Bey zamanında yaşar. Umur Bey’in vefatından sonra zayıflayan beyliği Yıldırım Beyazıt Osmanlı topraklarına katar. Ankara Savaşı’ndan sonra Cüneyd Bey’in, beyliği güçlendirme çalışmaları olsa da II. Murat tarafından beyliğe tamamen son verilir.
Hamidoğulları Beyliği
Burdur, Isparta ve Eğridir bölgelerinde beyliğe ismini veren Hamid Bey tarafından kurulur. Hamid Bey, yönetimde olduğu yarıyılda Selçuklu Sultanı ismine sikke döktürme cesaretini gösteren tek beyliktir. Hamid Bey’in kurduğu beylik en güçlü yarıyılini Hamid Bey’in torunu Feleküddin Dündar Bey yönetiminde yaşar. Dündar Bey’in, Hamid Bey yaşamda olduğu yarıyılda da büyük yetkiler ile Burdur’un emiri olarak atandığı kaynaklarca sabittir. Kendi bölgelerini Kıbrıs Kraliyetine karşı galibiyetli bir şekilde gözetirler. Dündar Bey yarıyılinde İlhanlı’nın üstünlüğünü kabul eden Hamidoğulları, topraklarının bir kısmını Osmanlı’ya para ile satar. Hamidoğulları II. Murat’ın Hamidoğulları topraklarını Osmanlı’ya katması ile tarih sahnesindeki yerlerini doldururlar.
Dulkadiroğulları Beyliği
Oğuzların Bozok koluna üye olan Dulkadiroğulları Beyliği, Zeyneddin Karaca Bey tarafından Elbistan, Maraş ve çevresinde kurulan Türk beyliğidir. Evvelleri Memlükler’e bağlı olan Dulkadiroğulları’nın zamanla Memlükler ile arası açılır ve Osmanlı’nın himayesine girer. Dulkadiroğulları’nın, Safevi hükümdarı Şah İsmail üzerine yürüyen Yavuz Sultan Selim’in destek çağrısına uymaması ve güçlükler çıkarması üzerine Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı sonrası Turnadağ savaşı ile beyliğe son verir. Osmanlı Devleti’nin savaşarak kazandığı son beyliktir. Osmanlı ve Memlükler’in arasının açılmasına neden olan Dulkadiroğulları, hakimiyet bölgelerinde Eretna, Ermeniler, Memlük ve Ramazanoğulları ile çaba ederler.
Ramazanoğulları Beyliği
Adana ve Çukurova bölgelerinde kurulan beyliğin kurucusu Ramazan Bey’dir. Oğuzların Yüreğir boyuna üye olan beylik, Dulkadiroğulları gibi evvel Memlükler’e daha sonra da Osmanlı Devleti’ne bağlı olarak varlıklarını sürdürür. Yavuz Sultan Selim yarıyılinde Osmanlı hakimiyetini kabul eden Ramazanoğulları Beyliği, Yavuz Sultan Selim’in mısır seferine destek verir. Dulkadiroğulları ve Memlükler ile çaba eden beylik kendi istekleri ile Osmanlı’ya katılır. Osmanlı devletine dahil olan son beyliktir.
Eretnaoğulları Beyliği
İlhanlı ordusunun noyan unvanlı komutanlarından olan Alaeddin Eretna tarafından kurulur. Uygur Türklerinden olan Alaeddin Eretna’nın kurduğu beylik Sivas ve Kayseri çevresinde karar sürer. Eretna’nın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mehmet Bey idareyi elinde yakalayamadığı için beyliğin ileri gelenlerinden Kadı Burhaneddin beyliğin başına geçerek beyliğe kendi ismini verir.
Diğer Beylikler
Eşrefoğulları Beyliği: Eşrefoğulları Beyliği, Beyşehir ve Seydişehir civarında kurulan bir beyliktir. Kurucusu, Anadolu Selçuklu Devleti uç beylerinden Eşrefoğlu Süleyman Bey’dir. Süleyman Bey, hudutlarını genişletmek için faaliyetlerde bulunsa da Moğol Valisi Timurtaş tarafından beyliği devrilir.
Pervaneoğulları Beyliği: Pervane Muinüddin Süleyman’ın oğlu Mehmed tarafından Sinop’ta kurulan bu beylik Bafra ve Samsun’u kendi hudutları içerisine dahil eder. Pervaneoğulları beyliği Kırım’a seferler düzenlemesi ve Cenevizliler ile çaba etmesi bakımından tarihte önemli bir yere sahiptir.
Sahip Ataoğulları Beyliği: Anadolu Selçuklu veziri Sahip Ata Fahreddin Ali’nin çocukları tarafından Afyon, Akşehir ve Beyşehir çevresinde kurulan minik bir beyliktir.
İnançoğulları Beyliği: Ladik, ve Dalaman çevresinde kurulan II. İzzeddin Keykavus’a karşı ayaklanan Mehmed Bey tarafından kurulur. Beylik bulunduğu bölge sebebi ile Ladik Beyliği olarak da bilinir.
Kadı Burhaneddin Beyliği: Eretnaoğulları beyliğinin emirlerinden olan Kadı Burhaneddin’in beyliğin yönetimini ele geçirerek kendi ismi ile kurduğu beyliktir. Kadı Burhaneddin Beyliği, Kadı Burhaneddin’in vefatına kadar çevredeki beylikler ile çaba eder. Beylik, kurucusunun ölümünden sonra süratle çöküşe geçer.
Tacettinoğulları Beyliği: Karadeniz’de Bafra ve Ordu arasında kurulan bir Türk beyliğidir.
Anadolu’da Moğol hakimiyetini sağlamak için bu beylikleri ortadan kaldırmak isteyen İlhanlı valisi Timurtaş bir yarıyıl galibiyetli olur. Ancak Anadolu beylikleri için gerçek tehlike giderek kuvvetlenmekte olan Osmanlı Devleti’dir. Yıldırım Beyazıt yarıyıline kadar Karesi, Karaman, Germiyan, Candar, Hamid Menteşe, Aydın, Saruhan beylikleri Osmanlı hakimiyetini kabul ederler. Yıldırım Beyazıt’ın Ankara’da Timur’a yenilmesi üzerine tekerrür kurulan beyliklere, yeniden efor kazanan Osmanlı Devleti süratli bir şekilde son verir. Böylece Anadolu’da Türk hakimiyeti Osmanlı bayrağı altında kurulur.
Anadolu Selçuklu Devleti’nden sonra kurulan beyliklerin listesine yazımızın başında yer verdiğimiz için burada tekerrür yazma gereği dinlemiyoruz. En başta saydığımız beylikler içerisinde önemli olduğunu düşündüğümüz beylikler hakkında bilgiler verdik. İsimleri dışında bahsetmediğimiz beyliklerin tarih sahnesinde çok fazla yeri ve ehemmiyeti yoktur.