Hazar bölgesinden yola çıkarak tüm Avrupa’ya diz çöktürmüş Avrupa Hun Devleti’ni ve en büyük hükümdarları Yaradanın Kırbacı Attila’yı anlattık.
Tarihte kurulan en büyük devletlerden biri olan Avrupa Hun Devleti, hakimiyet süresi süresince karar sürdüğü bölgelerde en güçlü devlet olmuştur. Kavimler Göçü ile bir çağı açıp bir çağı kapayan, Avrupa’ya göç ederek bölgede yaşayan uluslarda sosyal, kültürel ve coğrafi farklılıklara neden olur. Avrupa’nın günümüzdeki cemiyetlerinin şekillenmesinde tesirli olan Avrupa Hun Devleti, en büyük imparatorluklardan olan Roma İmparatorluğu’nu dahi vergiye bağlayacak kadar güçlü bir devlettir. Devletin en büyük hükümdarı Attila da devleti ile beraber anılacak kadar ehemmiyetli bir tarihi karakterdir. Bu yazımızda Avrupa Hun Devleti nerede heyetti? Avrupa Hun Devleti’nin kurucusu kimdir? Avrupa Hun Devleti’nin hükümdarları kimlerdir? Attila Kimdir? Attila’ya neden yaradanın kırbacı denir? Suallerine cevap bulabilirsiniz.
Avrupa Hun Devleti’nin Kuruluşu
Türk boylarını tek sancak altında toplayarak Orta Asya’da birliği sağlayan ve Çin üzerinde hakimiyet kuran Büyük Hun Devleti’nin ikiye ayrılınması ve daha sonra devrilmesi üzerine devletsiz kalan Türkler, Çin baskısı altında yaşamamak için batıya göç eder ve Hazar toprakları ve etrafında bir araya gelmeye başlar. Bu bölgeye 300 senelik bir süreçte Orta Asya’dan gelmeye devam eden Hun Türkleri, bölgede faal efor haline gelmeye başlar. Daha evvel Büyük Hun Devleti’ni kuran bu Türkler, tecrübe sahibi oldukları teşkilatlanma özelliği ile Hazar bölgesinde bir araya kazanç ve güçlü bir topluluk oluştururlar. Avrupa Hun Devleti’nin fiilen kurulduğu ilk yer Hazar bölgesidir.
Daha Önceki kaynaklardan yola çıkılarak 374 senesinde kurulduğu söylenen Avrupa Hun Devleti’nin kurucusunun Balamir olduğu söylenilse de kaynaklarda bahsedilen hadise Hun Türklerinin Gotlar ile yaptığı savaşı anlatır. Oysa ki Avrupa Hun Devleti, çok daha evvel, Avrupa topraklarına akınlara başlamadan Hazar topraklarında “Kama Tarkan” tarafından politik birliği bitirilmiş bir devlettir. Bu neden ile Avrupa Hun Devleti’nin kurucusu Kama Tarkan’dır. Son yapılan araştırmalar bu gidişatı ortaya çıkartır.
Avrupa Hun Devleti’nin Yükselişi
Kama Tarkan, Hazar bölgesi ve etrafına yerleşen Türk boylarını teşkilatlandırarak 352 senesinde Avrupa Hun Devleti’nin esaslarını atar. 370 senesine kadar karar süren Kama Tarkan, hükümranlığı vaktince Hazar bölgesindeki en faal efor haline gelmek için gayret sarf eder. Hazar bölgesinde en güçlü topluluk haline gelen Hunlar, batıya doğru seferlere kumpaslar. Reel batı seferleri Kama Tarkan’ın yerine tahta geçen Balamir yarıyılında başlar. Balamir’in, Kama Tarkan’ın oğlu olup olmadığına dair bilgiler net değildir. Batıya doğru ilerleyen Balamir ve Hun Türkleri ilk olarak Alanlar’ın yaşadığı bölgede hakimiyet kurar. Avrupa’ya yönelen Balamir’in karşısında devlet yapısına sahip olmayan vahşi kavimler vardır. Avrupa topraklarında dağınık bir biçimde yaşayan bu kavimler kalabalık bir popülasyona sahiptir. Roma İmparatorluğu’nun hudutlarına saldıralar tertip ederek yaşamlarına devam eden bu kavimler günümüz Avrupa cemiyetlerinin atalarını oluşturur. 375 senesine gelindiğinde Balamir ve ordusu ilk olarak Gotlar ile karşı karşıya kazanç. Balamir tarafından mağlubiyete uğrayan Gotlar, bölgeden göç etmek zorunda kalır. Avrupa içlerine ilerleyen Gotlar, önlerine çıkan ilk kavmi yurtlarından atar. Onlarda başka kavimleri… Balamir’in başlattığı bu tesir Kavimler Göçü’nün de başlangıcı olur. Balamir’in hükümdarlığı 8 sene sürer. 378 senesine gelindiğinde Balamir’in yerine idareye Alipbi geçer.
Avrupa içlerine akınlara devam eden Alipbi, Tuna Irmağını geçerek Trakya bölgesine kadar erişir. Bu bölgeye erişene kadar bir hayli vahşi kavmi yenerek batıya göç etmelerine neden olur. Roma’nın Avrupa Hun Devleti’nin ilerleyişine müdahale etmemesi Avrupa Hun Devleti’nin bölgeye yerleşmesini basitleştirir. Avrupa Hun Devleti ile çaba etmek yerine Roma topraklarına saldıran vahşi kavimler, Roma İmparatorluğu’nu güç gidişata sokar. Roma İmparatorluğu, hudutlarını taciz eden vahşiler ile uğraşırken Avrupa Hun Devleti bölgede hakimiyetlerini daha da kuvvetlendirir. Avrupa topraklarında yaşayan millet, Alipbi’yi “Baltazar” ismi ile anar.
Avrupa Hun Devleti’nin Avrupa’daki reel faaliyetleri Alipbi’den sonra tahta geçen Uldız’ın 22 sene süren yarıyılında başlar. 390 senesinde tahta geçen Uldız, Karpat Dağları’nı geçerek günümüzde Macaristan’ın bulunduğu topraklara erişir. Segedin’e yerleşen Hunlar, başşehir olarak bu bölgeyi seçer. 395 senesinde Roma İmparatoru Theodosius’un vefatı üzerine Roma İmparatorluğu; Doğu Roma ve Batı Roma olarak ikiye parçalar. Roma’nın efor kaybetmesin fırsat bilen Uldız, Trakya ve Balkanlara ilerlerken bir yandan da Şanlı Urfa ve Lübnan topraklarına asker sevk eder. Bu hareket Türklerin Anadolu’ya ilk girişi olsa da çok uzun sürmez. Uldız Anadolu’daki askerlerini yine Karadeniz’e sürükler. Uldız ne yapacağı muhakkak olmayan vahşi kavimleri hakimiyet altına almak için Batı Roma ile iyi ilişkiler kurmaya çalışır. Zira balanssız vahşi kavimler iki taraf içinde risk talep etmektedir. Batı Roma ile pozitif ilişkiler kuran Uldız yarıyılında Avrupa Hun Devleti’nin dış siyaseti de şekillenmeye başlar. Avrupa Hun Devleti’nden kaçan vahşi kavimlerin Batı Roma’yı taciz etmesi üzerine güç gidişatta kalan Batı Roma, Uldız’dan destek istemek zorunda kalır. Kabaları kendisi için de risk olarak gören Uldız, Batı Roma’nın destek çağrısına pozitif cevap verir. Böylece Avrupa Hun Devleti’nin ordusu ve vahşiler karşı karşıya kazanç. Uldız’ın kazandığı bu savaş ile vahşi ordusunu hakimiyet eden Radagais tutsak alınarak Batı Roma’ya teslim edilir. Radagais, Batı Roma tarafından idam edilir. Batı Roma İmparatorluğu ile iyi ilişkiler kuran Uldız, ordularını Batı Roma üzerine sevk eder. Tuna Irmağını geçen Hun ordusu suratından güç gidişatta kalan Doğu Roma, Uldız’a bir elçi yollar. Uldız’ın elçiye verdiği meşhur yanıt kaynaklarda şu biçimde geçmektedir: Güneşin battığı yere kadar her yeri zapt edebilirim.
412 senesinde tahta geçen Karaton, Uldız’dan sistemli bir devlet almış olsa da 10 senelik hükümranlığı vaktinde pek fazla faaliyet gösteremez. Uldız’dan kalan Batı Roma ile iyi ilişkileri yönünde Doğu Roma üzerine gitse de bu seferler de çok fazla değildir. Serinkanlı geçen 10 sene içerisinde Avrupa Hun Devleti, teşkilatlanmayı kuvvetlendirir ve Karadeniz bölgesindeki Türk varlığını sağlamlaştırır.
Karaton’un vefatı üzerine devlet, kardeşler tarafından beraber idarenir. Dört kardeş olan bu ailede Aybars, ülkenin doğusunu; Oktar, batısını idarer. Merkezde idareyici olarak Rua vardır. 4. kardeş Muncuk ise fazla yaşamaz. Rua yarıyılında da Batı Roma ile ilişkiler iyi yakalanır. Doğu Roma ise Avrupa Hun Devleti’ni başından atabilmek için saklı işler çevirir. Ajanlar yollayarak Avrupa Hun Devleti’ne natürel olan vahşi kavimleri kışkırtmaya çalışır. Ancak Doğu Roma’nın yolladığı ajanlar tutulur ve her şeyi anlatır. Doğu Roma’nın tuzakları ve şikeleri bilindiğinde Doğu Roma üzerine sefer düzenlenir. Savaşı kazanan Rua, Doğu Roma üzerinde hakimiyet kurarak Doğu Roma’yı vergiye bağlar. Bu yarıyılda iç karmaşıklar suratından efor kaybeden Batı Roma’nın korunmasız olduğunu düşünen Doğu Roma Kralı II. Theodosius, Batı Roma üzerine sefer kumpaslar. İç karmaşıklıklar suratından cılız gidişatta olan Batı Roma, Avrupa Hun Devleti’nden destek ister. Batı Roma’yı gözetmek için gelen Avrupa Hun Devleti’nin askerlerini gören Doğu Roma Kralı II. Theodosius, Türkler tarafından tekerrür mağlubiyete uğramamak için orduları geri sürükler. Ancak en büyük düşmanı Avrupa Hun Devleti’ne bağlı olan kavimleri kışkırtmaya devem eder. Avrupa Hun Devleti Hükümdarı Rua, ülke topraklarında gezen Doğu Roma ajanlarına mani olmak için Doğu Romalı tüccarların ülke topraklarına girişini yasaklar.
Yaradanın Kırbacı Attila ve Avrupa Hun Devleti
434 senesinde Avrupa Hun Devleti Hükümdarı Rua ölüm eder. Rua’nın yerine can veren kardeşi Muncuk’un oğulları Bleda ve Attila devletin idaresine geçer. Bleda yaşça büyük olduğu için devletin temel hükümdarı sayılır. Ancak savaşlarda ve ülke idaresinde gösterdiği galibiyetsizlikleri Attila ve Bleda’yı karşı karşıya getirir. Attila, abi’i Bleda’yı öldürerek 10 senelik hükümdarlığına son verir ve idareye kendisi geçer. Hükümdar olduktan sonra bir tutsak kız ile evlenir. Aşkla evlendiği Nakara’dan bir oğlu olsa da eşini doğumda kaybeder.
Attila, kendinden evvelki hükümdarların izlediği yoldan gitmek istemez. O, hem Doğu Roma’yı hem de Batı Roma’yı fethetmek ister. Doğu Roma, Rua yarıyılında yapılan antlaşma ile vergiye bağlansa da Doğu Roma antlaşma koşullarını ihlal ederek Avrupa Hun Devleti içerisindeki uyruğu başkaldırı için kışkırtır. Attila, bu gidişatı neden göstererek fetih tasarılarını devreye sokar. Doğu Roma’nın üstüne yürüyen Attila, Doğu Roma ile yapılan savaşı kazanarak Margos Antlaşmasını imzalar. Antlaşmaya göre Doğu Roma daha evvel ödediği verginin iki katı ödemek zorundadır. Antlaşma koşullarını bir defa daha ihlal eden Roma üzerine ikinci bir sefer düzenlenir. 441 senesinde Trakya’ya kadar ilerleyen Attila, yeni bir antlaşma ile Doğu Roma’dan alınan vergiyi üç katına çıkarır. Ancak Doğu Roma hala Avrupa Hun Devleti içindeki uyruğu başkaldırı etmesi için dayanaklar ve Rua’nın koyduğu ticaret yasağını delerek tüccarlarını Avrupa Hun Devleti topraklarına yollar. Doğu Roma’yı devirmek isteyen Attila için bu hareket kadehi taşıran son damla olur. Bu defa büyük bir ordu hazırlayan Attila, iki koldan Doğu Roma üzerine ilerler. Birinci koldan Yunanistan üzerine ilerlerken, öteki koldan Doğu Roma’nın başşehrine yürür. Önüne çıkan tam şehirleri ele geçiren Avrupa Hun Devleti ordusu, bugünkü Büyükçekmece ‘ye kadar ilerler. Attila karşısında naçar kalan Bizans, tekerrür antlaşma ister. Yapılan Antolyos Antlaşmasına göre:
Doğu Roma’nın ödediği vergi tekerrür üç katına çıkarılacak.
Doğu Roma savaş tazminatı ödeyecek
Tuna’nın güneyinde kalan topraklarda Doğu Roma askeri bulunmayacak.
Doğu Roma’yı tesirsiz hale getiren Attila, 451 senesinde Batı Roma İmparatorunun kızı İldiko ile evlenir. Batı Roma’yı da diz çöktürmek isteyen Attila, imparatordan çeyiz olarak Batı Roma topraklarının yarısını ister. Attila’nın bu isteği iki devlet arasında Uldız’dan bu yana süregelen sulhu sonlandırır. Avrupa Hun Devleti ve Batı Roma arasında savaş başlar. Attila’nın 200 bin karakter ordusu Doğu Roma’nın hemen hemen denk güçleri ile Katalon Ovası’nda savaşır. 24 saat süren bu savaşta iki tarafta net bir netice alamasa da Doğu Roma’nın geri çekilmesi ile Attila Savaşı kazanmış sayılır. Bu başarı ile Attila tüm dünyaya eforunu delil eder. Batı Roma’yı tamamen emri altına almak isteyen Attila ikinci bir sefer ile Roma’ya yürür. Roma kapılarına kadar sabreden Attila’nın huzuruna bizzat çıkan Papa, Roma’nın Avrupa Hun Devleti’ne natürel olduğunu söyleyerek Hıristiyanlığın başşehri olan Roma’yı devirmemesi için ricada bulunur. Attila, Papa’nın ricasını kabul ederek Batı Roma’nın vergileri çoğaldırarak geri döner.
Attila, Avrupa Hun Devleti’nin en büyük hükümdarıdır. Bulunduğu bölgedeki tam rakiplerini alt ederek güncü delil eder. Avrupa topraklarında yaşayan millet, yaradanın ceza olarak Attila’yı başlarına musallat ettiğini düşündükleri için Attila’ya “Yaradanın Kırbacı” der. Attila’nın vefatı kuşkular ile doludur. 453 senesinde can veren Attila’nın Romalı eşi İldiko tarafından zehirlendiği düşünülmektedir. Attila’nın vefatından sonra başa geçen hükümdarlar ülkeyi iyi idareyemedikleri için Avrupa Hun Devleti devriliş sürecine girer.
Avrupa Hun Devleti’nin Devrilişi
Attila’nın kuşkulu vefatından sonra devlet’in başına Attila’nın en büyük oğlu İlek geçer. Attila’nın öteki oğulları Dengizik ve İrnek tahtta hak arz edince taht tartışmaları kaçınılmaz olur. İç karmaşıklıklar suratından efor kaybeden Avrupa Hun Devleti, içindeki değişik kavimlerin başkaldırıları ile surat surata kalır. İlek, Avrupa Hun Devleti’nin ilk mağlubiyetini Nadao Savaşı’nda alır. Bu mağlubiyetin üzerine Hunlara bağlı öteki kavimlerde bağımsızlık arayışına girer. İlek, Germenlerin çıkardığı bir başkaldırıyı bastırmak için uğraşırken can verir.
İlek’in yerine kardeşi Dengizik başa geçse de onun idareyiciliği de ağabeyinden değişik olmaz. 14 senelik yönetimi süresince hiçbir zafer elde edemez. Aksine devlet giderek toprak kaybeder. Dengizik, Roma ile yaptığı savaşta yaşamını kaybeder. Dengizik’in vefatı ile Avrupa Hun Devleti tarih sahnesinden çekilir. Attila’nın en minik oğlu İrnek devrilen devletderi geriye kalan ulusunu Karadeniz’e doğru sürükler. Avrupa Hun Devleti devrilse de Hun varlığı günümüzde dahi Avrupa’da varlığını devam ettirmektedir.